
NATO'nun kağıt üzerinde kusursuz görünen savunma planları, acı bir gerçeği gözler önüne seriyor: Strateji harika, ama iş uygulamaya gelince ortada yeterli asker yok. Özellikle Rusya'ya sınırı olan Baltık ülkeleri ve Polonya için hazırlanan bu planlar, adeta bir hayal ürünü gibi duruyor.
Peki neden? Çünkü bu planları hayata geçirecek birliklerin neredeyse tamamı halihazırda başka görevlerde. Yani, bir kriz anında 'Hadi buyurun' denildiğinde, karşılık verecek güç bulunamayabilir. Durum gerçekten iç açıcı değil.
Plana Rağmen Gerçeklik: Asker Yok!
Olayın can alıcı noktası şu: NATO, her ülke için titizlikle hazırlanmış savunma planlarına sahip. Fakat bu planlarda görev alması öngörülen birliklerin listesi, bir tür 'hayali varlık' gibi. Zira söz konusu birimlerin büyük çoğunluğu, planlanan operasyonun dışında, farklı bölgelerde konuşlu durumda. Kısacası, 'laf bol, ama icraat yok' sözünü hatırlatırcasına bir tablo ile karşı karşıyayız.
Bu durum, özellikle Rusya tehdidi altında hisseden Estonya, Letonya, Litvanya ve Polonya gibi ülkelerde ciddi bir endişe kaynağı. Onlar için NATO'nun savunma garantisi, somut askeri varlığa bağlı. Kağıt üstündeki taahhütler yetmiyor.
Çözüm Arayışları ve Zorluklar
Peki, bu açık nasıl kapanacak? Askeri yetkililer, bu devasa boşluğu doldurmak için çeşitli formüller üzerinde kafa yoruyor. Ancak işin içinden çıkmak o kadar kolay değil. Mevcut askeri kapasite, dünyanın dört bir yanındaki potansiyel krizlere yetişmek için zaten yetersiz kalıyor. Yeni bir cephe daha eklemek, kaynakları iyice zorlayacak gibi görünüyor.
Sonuç olarak, NATO'nun doğu kanadındaki savunma planları, güçlü bir niyet beyanı olsa da, pratikte ciddi bir askerî envanter sorunuyla karşı karşıya. Durum, ittifakın gerçek bir sınav verip veremeyeceği sorusunu akıllara getiriyor. Bekleyip göreceğiz.