
Dünya savunma sanayisi sahnesinde artık yeni bir oyuncu var - ve bu oyuncu, kuralları kendi yazıyor. Roketsan, son dönemdeki baş döndürücü gelişmelerle adeta teknoloji dünyasının gözbebeği haline geldi. Kim derdi ki Anadolu'dan çıkacak bu ateş, dünyayı sarsacak?
Aslında hiç de sürpriz değil. Yıllardır sessiz sedasız çalışan, gece gündüz demeden üreten bir ekip var karşımızda. Ve şimdi meyvelerini toplama zamanı.
Füzede Devrim: Yerli ve Milli İmza
Göklerdeki hakimiyetimizi perçinleyen projeler birbirini izliyor. SOM füze sistemi diyorlar mesela - o kadar akıllı ki, adeta kendi kendine düşünebiliyor. Hedefini şaşmaz bir kesinlikle buluyor, üstelik düşman radarlarına yakalanmadan.
Bir de CİRİT var tabii. O nasıl bir teknoloji harikası böyle! Hem havadan hem karadan atılabiliyor, hem de inanılmaz bir isabet oranına sahip. Düşman için tam bir kabus.
Uzay Yolculuğunda Türkiye Farkı
Roketsan'ın hikayesi sadece füzelerle sınırlı değil üstelik. Uzay yolculuğunda da iddialı adımlar atıyorlar. Mikro uydu fırlatma sistemi diye bir şey duydunuz mu hiç? İşte Roketsan bunu da yapıyor.
Düşünsenize, artık uydularımızı kendimiz fırlatabileceğiz. Bu ne demek biliyor musunuz? Bağımsızlık demek, özgürlük demek, güç demek.
Ar-Ge: Başarının Altın Anahtarı
Peki bu nasıl oluyor derseniz, cevabı basit: Ar-Ge'ye yapılan yatırım. Roketsan, bütçesinin ciddi bir kısmını araştırma-geliştirmeye ayırıyor. Genç, dinamik, zeki mühendisler gece gündüz çalışıyor.
Sonuç mu? Ortada. Dünya standartlarında, hatta bazı alanlarda dünyanın önünde giden sistemler.
Savunma sanayii dendiğinde artık akla ilk gelen ülkelerden biri Türkiye. Ve Roketsan, bu değişimin en önemli mimarlarından. Önümüzdeki dönemde daha neler göreceğiz, neler!
Bir düşünün: Daha dün teknoloji ithal eden bir ülkeydik. Bugün ise teknoloji ihraç ediyoruz. Bu sadece ekonomik bir başarı değil, aynı zamanda milli bir gurur meselesi.