
Türkiye'nin savunma sanayii, son yıllarda adeta bir rüşdünü ispat etti. Artık 'yerli' ve 'milli' kelimeleri, sadece bir slogan değil, somut başarıların altına imza atan bir gerçeklik haline geldi. 2025 yılına damga vuran projeler, bu alandaki kararlılığı bir kez daha gözler önüne seriyor.
Kimilerine göre bu, bir devrim niteliğinde. Çünkü artık dışa bağımlılık tarih oluyor. Yerli üretim, sadece savunma sanayiinde değil, pek çok sektörde Türkiye'nin önünü açıyor. Peki, bu başarıların arkasında ne var?
Yerli Üretimin Gücü
Savunma sanayiinde atılan adımlar, sadece askeri anlamda değil, ekonomik olarak da ülkeye nefes aldırıyor. Dışa bağımlılığın azalması, cari açığın daralmasına yardımcı oluyor. Üstelik bu alanda çalışan mühendisler ve teknik ekipler, dünya standartlarında projelere imza atıyor.
Bir zamanlar 'yapamazlar' denilen pek çok proje, şimdi gururla sergileniyor. İnsansız hava araçlarından elektronik harp sistemlerine kadar geniş bir yelpazede, Türk mühendisliği kendini kanıtlıyor. Hatta bazı projeler, yurt dışından da talep görüyor.
Geleceğe Yönelik Adımlar
2025 yılı, savunma sanayiinde yeni bir dönemin başlangıcı olarak görülüyor. Yatırımların artması, Ar-Ge çalışmalarının hız kazanması, Türkiye'yi bu alanda küresel bir oyuncu haline getiriyor. Belki de yakın gelecekte, 'Made in Turkey' etiketi, savunma sanayiinde de altın standart olacak.
Tabii ki her başarının arkasında zorluklar var. Ancak bu zorluklar, Türk savunma sanayiinin azmini daha da artırıyor. Sonuçta, 'milli' olmak sadece bir tercih değil, bir zorunluluk.