Türk siyasetinin 'Demir Leydi' lakaplı, güçlü duruşu ve karizmasıyla öne çıkan ismi Meral Akşener, yakın tarihin en etkileyici siyasi figürlerinden biridir. Akademik kariyerini geride bırakarak adım attığı siyasette, İçişleri Bakanlığı gibi stratejik bir görevi üstlenmiş, Meclis Başkanvekilliği yapmış ve nihayetinde İYİ Parti'yi kurarak Türk sağında yeni bir sayfa açmıştır. 'Asena' olarak da anılan Akşener'in hikayesi, sadece kişisel bir başarı öyküsü değil, aynı zamanda Türkiye'nin son çeyrek asrına damga vuran siyasi dönüşümlerin de bir aynasıdır.
Meral Akşener'in İlk Yılları ve Akademik Kariyeri
Meral Akşener, 18 Temmuz 1956 tarihinde Kocaeli'de dünyaya geldi. Ailesi, 1923 yılında Yunanistan'ın Drama kentinden Türkiye'ye göç eden mübadillerdendir. Bu Rumeli kökeni, siyasi kimliğinde sıkça vurguladığı bir özellik olmuştur. Eğitim hayatında başarılı bir grafik çizen Akşener, 1974'te Bursa Kız Öğretmen Lisesi'nden, 1979'da ise İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nden mezun oldu.
Kısa bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra akademik kariyere yöneldi. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde yüksek lisans ve doktorasını tamamlayarak 'Tarih Doktoru' unvanını aldı. Kocaeli Üniversitesi'nde İnkılap Tarihi Bölüm Başkanlığı görevini yürütürken, sivil toplum çalışmalarına da katıldı ve Zübeyde Hanım Şehit Aileleri Vakfı'nın kuruluşunda yer aldı.
Siyasete Giriş ve Tarihi İçişleri Bakanlığı Dönemi
Meral Akşener'in siyasete adım atışı 1994 yerel seçimlerinde Doğru Yol Partisi'nden (DYP) Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmasıyla başladı. Bu süreçte dönemin başbakanı Tansu Çiller ile yakınlaştı ve Kadın Kolları Başkanlığı'na getirildi. 1995 genel seçimlerinde DYP Kocaeli Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdi.
Akşener'in kariyerindeki en önemli dönüm noktası, 1996 yılında Refah-Yol hükümetinde İçişleri Bakanı olarak atanmasıydı. Bu görevle Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk kadın İçişleri Bakanı unvanını aldı. Görevi, 28 Şubat sürecinin en sert günlerine denk geldi. Askeriye ile yaşadığı gerilimler ve gösterdiği dik duruş, ona 'Demir Leydi' ve 'Asena' lakaplarını kazandırdı. Bu dönemdeki tavrı, siyasi kimliğinin en belirgin özelliği haline geldi.
MHP Yılları, Liderlik Krizi ve İYİ Parti'nin Doğuşu
DYP'den ayrıldıktan sonra kısa bir süre AK Parti'nin kuruluş çevresinde bulunan Akşener, 2001 yılında Milliyetçi Hareket Partisi'ne (MHP) katıldı. 2007 ve 2011 seçimlerinde İstanbul milletvekili olarak yeniden meclise girdi ve 2007-2015 yılları arasında TBMM Başkanvekilliği görevini üstlendi. Meclisteki adil ve otoriter yönetim tarzıyla geniş bir saygınlık kazandı.
Ancak 2015 seçimlerinin ardından MHP içinde başlayan liderlik tartışmaları, Akşener'i parti içi demokrasi talebiyle Devlet Bahçeli'ye rakip haline getirdi. Olağanüstü kongre için imza toplamasına rağmen hedefine ulaşamadı ve 8 Eylül 2016'da partisinden ihraç edildi. Bu ihraç, yeni bir siyasi hareketin kapısını araladı.
25 Ekim 2017 tarihinde Meral Akşener, İYİ Parti'yi kurdu ve genel başkanı oldu. Partisini 'merkezde, Atatürkçü ve milliyetçi' bir çizgide konumlandırdı. 2018 genel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Saadet Partisi ve Demokrat Parti ile 'Millet İttifakı'nı kurdu ve cumhurbaşkanı adayı oldu. 2019 yerel seçimlerinde ittifakın büyükşehirlerdeki başarısında kilit rol oynadı. 2023 seçimleri öncesinde oluşturulan Altılı Masa'nın önemli bir aktörü oldu, ancak seçim yenilgisinin ardından Nisan 2024'te yapılan olağanüstü kurultayda aday olmayarak genel başkanlığı Müsavat Dervişoğlu'na devretti.
Meral Akşener'in hayatı, öğretmenlikten akademisyenliğe, bakanlıktan muhalefet liderliğine uzanan çok katmanlı bir serüvendir. Türk siyasetindeki 'Demir Leydi' imajı, onun zorlu dönemlerde sergilediği direnç ve kararlılığın bir ürünüdür. İYİ Parti'nin kuruluşuyla birlikte merkez sağda yeni bir siyasi hat oluşturma çabası, Türkiye'nin siyasal çehresinde kalıcı bir iz bırakmıştır.