Akbank 22 Bin Genci Gönüllülük Projelerinde Buluşturdu
Akbank'tan 22 Bin Gence Ulaşan Gönüllülük Hamlesi

Türkiye'de gönüllülük oranlarının düşük seyrettiği bir dönemde, özel sektörün bu alandaki rolü giderek önem kazanıyor. Akbank, sürdürülebilirlik çalışmalarının merkezine yerleştirdiği gönüllülük faaliyetleriyle hem çalışanlarını hem de gençleri aynı amaç etrafında birleştiriyor.

Geniş Bir Etki Alanı: Eğitimden Hayvan Haklarına

Bankanın gönüllülük çalışmaları, eğitim, çevre, afet dayanıklılığı, sosyal kapsayıcılık ve hayvan hakları gibi geniş bir yelpazede ilerliyor. Bu çeşitliliğin arkasında, toplumun farklı ihtiyaçlarına bütüncül bir şekilde yanıt verme yaklaşımı yatıyor. Akbank, sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığı iş birlikleriyle bu alanlarda somut projeler hayata geçiriyor.

10 Yılda 22 Bin Gence Ulaşan İki Önemli Program

Akbank'ın gönüllülük ekosisteminin temelini, 'Şehrin İyi Hali' ve 'Akbanklı Gönüllüler' programları oluşturuyor. 10 yıllık süreçte 22 binden fazla gence dokunan 'Şehrin İyi Hali' projesi, gençleri çeşitli STK'larla buluşturarak sahada deneyim kazanmalarını sağlıyor.

Bu yılki program kapsamında gençler; Buğday Derneği, TOG, Çorbada Tuzun Olsun Derneği, TURMEPA gibi dokuz farklı sivil toplum kuruluşuyla bir araya geldi. Katılımcılar, kıyı temizliği, afet psikolojik sağlamlık eğitimleri, işaret dili içerik üretimi ve yardıma muhtaç hayvanların yaşam koşullarını iyileştirme gibi faaliyetlerde aktif rol aldı.

'Akbanklı Gönüllüler' programı ise banka çalışanlarını kapsıyor. Çalışanlar, çocuklara kışlık destek sağlamaktan elektronik atık toplama kampanyalarına, görme engelli öğrenciler için sesli betimleme yapmaktan afet bölgelerindeki okulların düzenlenmesine kadar pek çok alanda sahada yer alıyor.

Sürdürülebilirliğin İnsana Dokunan Yüzü

Akbank Marka ve İletişim Başkanı Beril Alakoç, gönüllülüğü bankanın sürdürülebilirlik anlayışının ayrılmaz bir parçası olarak konumlandırdıklarını belirtiyor. Alakoç, "Sürdürülebilirliği sadece çevre için değil, insan için, hepimiz için" anlayışıyla şekillendirdikleri stratejilerinde, gönüllülüğü toplumsal dönüşüme doğrudan katkı sağlayan en güçlü etki alanlarından biri olarak gördüklerini ifade ediyor.

Alakoç, Türkiye'de düzenli gönüllülük oranının yaklaşık %6 seviyesinde olduğuna dikkat çekerek, kurumların bu alanda kapsayıcı platformlar oluşturmasının kritik önem taşıdığını vurguluyor.

Çalışan Bağlılığına ve Dayanışma Kültürüne Katkı

Gönüllülük projelerinin, çalışan bağlılığı ve kurum içi dayanışma üzerinde de olumlu etkileri gözlemleniyor. Beril Alakoç, bu faaliyetlerin çalışma arkadaşlarının ortak bir amaç etrafında buluşmasını ve topluma doğrudan katkı sunma isteğini güçlendirdiğini söylüyor. Bu sürecin, kurum kültürünü zenginleştiren ve bağlılığı artıran bir değer alanı yarattığının altını çiziyor.

Akbank, oluşturduğu bu bütüncül gönüllülük ekosistemiyle, sürdürülebilir bir gelecek için sorumluluk alan bireylerin sayısını artırmayı ve toplumsal fayda üretimine kalıcı bir katkı sağlamayı hedefliyor.