İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Türkiye'nin toplumun saygı duyduğu, sözüne itibar ettiği, aynı zamanda yerli ve milli değerleri benimsemiş yeni bir aydın sınıfının yükselmesine büyük ihtiyaç duyduğunu açıkladı. Bu önemli mesaj, Genç Memur-Sen tarafından düzenlenen 'Türk Dünyası Akademisi' eğitim programının kapanış töreninde geldi.
Türk Dünyası Akademisi'nden Lider Kadrolara
Genç Memur-Sen'in, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ile Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) iş birliğinde hayata geçirdiği 'Türk Dünyası Akademisi' eğitimleri tamamlandı. Program, gençlerin Türk dünyasına ilişkin tarihsel, siyasal, kültürel ve jeopolitik farkındalıklarını artırmayı hedefliyordu. Eğitimlerin sona ermesi nedeniyle Memur-Sen Genel Merkezi'nde düzenlenen kapanış programı ve ödül törenine çok sayıda davetli katıldı.
Programa, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, TİKA Başkanı Abdullah Eren, YTB Başkanı Hadi Turus, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Genç Memur-Sen Başkanı Mesut Emre Balcı ile çok sayıda davetli iştirak etti.
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, bu akademiyi gençlerin ortak medeniyet perspektifi çerçevesinde nitelikli bir bilinç kazanmalarını amaçlayan kapsamlı bir eğitim programı olarak tanımladı. Yalçın, "Genç Memur-Sen; emek mücadelemiz içerisinde lider kadro yetiştirmeye yönelik, sorumluluk alabilecek düzeyde kendisini hazırlayan bir gençlik yetiştirme konusunda ideali olan bir teşkilatımızdır" ifadelerini kullandı.
Bilal Erdoğan: 'Kıyafeti Giydin Diye Teknolojide Gelişemiyorsun'
İlim Yayma Vakfı Başkanı Bilal Erdoğan ise yaptığı konuşmada, çalışmalarındaki temel motivasyonun kimlik ve kültürün ihya edilerek yeni nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılması olduğunu vurguladı. Erdoğan, geçmiş dönemlere ilişkin çarpıcı bir tespitte bulunarak, "Topraklarımız işgal edilmeden önce, aydınlarımızın adeta kafalarının içi işgal edilmişti" dedi.
Batı karşısında yaşanan aşağılık kompleksine değinen Erdoğan, "'Biz artık yapamayız, biz kaybettik, ancak biz Batı'ya benzeyerek bir yerlere gelebiliriz' anlayışı hakimdi. Ancak sadece dıştan benzeyerek gelişmişliğe erişemeyeceğimizi çok net anlıyoruz. Kıyafeti giydin diye teknolojide gelişemiyorsun" şeklinde konuştu.
Erdoğan, modernitenin sadece görüntüsünü almaya çalışan bir dönemin 200 yılı aşkın süre devam ettiğini belirterek, "Geldiğimiz noktada, o aydın sınıf tasfiye oldu ama yeni bir aydın sınıfı da ortaya çıkmış değil. Toplumun saygı duyduğu, sözüne itibar ettiği aynı zamanda yerli ve milli olan yeni bir aydın sınıfının yükselmesine de çok ciddi ihtiyacımız var" çağrısını yineledi.
Türkiye Yüzyılı'nın Altyapı Çalışmaları
Bilal Erdoğan, Türk dünyasının Sovyetler Birliği'nden ayrıldığı 1991 yılında Türkiye'nin ekonomik gücü ile bugünü kıyasladı. O dönemde Türkiye'nin 200 milyar dolar civarında bir ekonomiye ve 55-60 milyon nüfusa sahip olduğunu hatırlatan Erdoğan, büyük hayaller kurulduğunu ancak imkanların kısıtlı olması nedeniyle yaklaşık 10 yılın boş geçtiğini ifade etti.
Bugün geldiğimiz noktada ise Türkiye'nin, satın alma gücü paritesine göre dünyanın 11'inci büyük ekonomisi konumunda olduğunu ve 1,6 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaştığını söyledi. Bu gücün, sözün tesirini ve yapılmak istenenleri gerçekleştirme kapasitesini artırdığını kaydetti.
Türk Devletleri Teşkilatı'nın kurulması, Dışişleri Bakanlığı bünyesinde Türk Dünyası Genel Müdürlüğü'nün açılması, TİKA ve YTB'nin çok daha sofistike hizmetler geliştirmesini bu gücün somut yansımaları olarak gösterdi. Bilal Erdoğan, gençlere hitaben, "Gençler, bunlar hep sizin inşa edeceğiniz Türkiye Yüzyılı'nın altyapı çalışmalarıdır" mesajını verdi.
Konuşmaların ardından, Türk Dünyası Akademisi eğitim programına katılan gençlere sertifikaları takdim edildi.