Boğaziçi'nin ruhunu taşıyan mezunlar, yıllardır süren bir geleneği daha yaşattılar. Dernek binasında adeta bir bayram havası vardı - kimileri yıllardır görmedikleri dostlarına kavuşmanın heyecanını yaşıyor, kimileri ise üniversite anılarını yeniden canlandırıyordu.
Aslında bu buluşma, sıradan bir genel kuruldan çok daha fazlasıydı. Çünkü Boğaziçi camiasının kalbi burada atıyor, mezunlar arasındaki o görünmez bağ bir kez daha güçleniyordu.
Sandık Başındaki Yoğun Tempo
Seçim süreci oldukça hareketli geçti. Sandıkların başında kuyruklar oluştu, oy kullanmak isteyen üyeler büyük bir sabırla beklediler. Kimi yüzlerde endişe, kimi yüzlerde ise tam bir güven ifadesi vardı. Sonuçta hepsinin ortak bir amacı vardı: Derneklerinin daha da güçlenmesi.
Oylar sayılırken salondaki gergin bekleyiş neredeyse elle tutulacak kadar yoğundu. Herkes yeni yönetimin kimlerden oluşacağını merak ediyordu.
Yeni Yönetim Belli Oldu
Seçim sonuçları açıklandığında salondan yükselen alkışlar, her şeyi anlatıyordu aslında. Yönetim Kurulu'na seçilen isimler şöyle:
- Ahmet Yılmaz - Başkan
- Mehmet Demir - Başkan Yardımcısı
- Ayşe Kaya - Sayman
- Fatma Şahin - Sekreter
- Mustafa Öztürk - Üye
Denetleme Kurulu'nda ise Zeynep Arslan, Ali Çelik ve Emre Yıldız görev alacak. Yedek üyeliklere de Deniz Aydın, Sema Korkmaz ve Burak Genç seçildi.
Gelecek Vizyonu Konuşuldu
Toplantıda sadece seçimler değil, derneğin gelecek dönem stratejileri de detaylıca konuşuldu. Mezunlar arası iletişimin güçlendirilmesinden, üniversite-sanayi işbirliğine kadar pek çok konu masaya yatırıldı.
Yeni başkan Ahmet Yılmaz'ın konuşması oldukça dikkat çekiciydi: "Biz sadece bir dernek değil, bir aileyiz. Boğaziçi ruhunu yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak en büyük sorumluluğumuz." dedi. Sanki her kelimesiyle salondaki herkesin duygularına tercüman oluyordu.
Toplantının belki de en çarpıcı yanı, farklı mezun kuşaklarının bir araya gelmesiydi. 70'lerden mezun olanlar ile geçen yıl mezun olan gençler aynı salonda, aynı heyecanı paylaşıyorlardı. Bu görüntü gerçekten etkileyiciydi.
Gün sonunda herkes ayrılırken yüzlerde bir tatmin ifadesi vardı. Çünkü biliyorlardı ki, Boğaziçi ruhu sadece kampüsle sınırlı kalmıyor, mezun olduktan sonra da yaşamaya devam ediyordu.
