
Bazen öyle anlar olur ki, insanlığın en saf haline tanık olursunuz. İşte tam da böyle bir dönemden geçiyoruz şu sıralar. Gönüllülerin, sıradan vatandaşların, hatta çocukların bile elini taşın altına koyduğu o müthiş dayanışma ruhu, her şeye rağmen umudun tükenmediğini gösteriyor.
Bir Damla Suyun Kıymeti
Kimileri için küçük bir yardım, başkaları için hayat kurtarıcı olabiliyor. Mesela, mahalle bakkalının tezgahına bırakılan bir paket makarna ya da komşunun kapıya astığı bir torba erzak... Bunlar belki basit görünebilir ama aslında insanlığın en değerli yanını yansıtıyor.
Şöyle bir düşünün: Sıcak bir çorba, soğuk kış günlerinde nasıl da içimizi ısıtır. İşte gönüllü destekler de tıpkı bunun gibi - hem bedeni hem ruhu besliyor.
Minik Ellerden Büyük İşler
Çocukların harçlıklarını biriktirip ihtiyaç sahiplerine yardım etmek için kullandıklarını duymak, insanın yüreğine su serpiyor. Belki de en saf iyilik onlardan geliyor, ne dersiniz?
- Mahallelerde kurulan dayanışma ağları
- Üniversite öğrencilerinin gönüllü ders verme projeleri
- Emeklilerin tecrübelerini paylaşma çabaları
Ve daha niceleri... Hepsi bir araya geldiğinde, aslında ne kadar güçlü olduğumuzu hatırlatıyor bize. Unutmayalım ki, birlikteyken daha güçlüyüz!
Son dönemde artan bu dayanışma hareketleri, toplum olarak zor zamanları nasıl aştığımızın canlı kanıtı adeta. Belki de bu süreçte en çok ihtiyacımız olan şey, birbirimize sarılmak ve "Ben de varım" diyebilmek.