İstanbul'un tarihi dokusunda, adeta zamanın ruhunu yakalayan özel bir buluşma daha gerçekleşti. Huzur ve Kardeşlik Buluşmaları çerçevesinde düzenlenen etkinlik, katılımcıları bir araya getirerek toplumsal dokumuzun ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Aslında bu tür organizasyonlar -bana kalırsa- şehrin koşuşturmacası içinde unuttuğumuz bir şeyi hatırlatıyor: Birbirimizi gerçekten dinlemeyi. Etkinliğe katılanlar arasında öyle samimi diyaloglar vardı ki, insan "keşke her gün böyle olsa" diye düşünmeden edemiyor.
Tarihi Mekanlarda Anlamlı Buluşmalar
Program kapsamında gerçekleştirilen cami ziyareti, belki de en çok konuşulacak anlardan biriydi. Tarihi yapının o ihtişamlı atmosferinde, farklı kesimlerden insanların bir araya gelmesi gerçekten görülmeye değerdi. Mimari güzelliklerin yanı sıra, orada kurulan insani bağların da en az o taş işçiliği kadar değerli olduğunu düşünüyorum.
Ziyaret sırasında -inanın bana- öyle anlar yaşandı ki, insanların gözlerindeki o sıcaklığı kelimelerle anlatmak mümkün değil. Birbirlerini dinleyen, anlamaya çalışan yüzlerce insan... Modern hayatın getirdiği telaşenin tam aksine, her şeyin daha yavaş ve anlamlı aktığı bir ortam.
Toplumsal Barışa Katkı
Bu buluşmaların en önemli yanı, sanırım şu: İnsanların kalıpların dışına çıkıp birbirlerini gerçekten tanıma fırsatı bulmaları. Önyargıların eridiği, yerini karşılıklı saygıya bıraktığı o anlar, aslında toplum olarak ne kadar güçlü olduğumuzu gösteriyor.
Katılımcılardan biri şunu söylemişti: "Burada tanıştığım her yeni insan, aslında ne kadar ortak noktamız olduğunu hatırlatıyor." Haklıydı da. Bazen en basit insani bağlar, en derin farklılıkları bile gölgede bırakabiliyor.
Organizasyon ekibinin üzerinde titizlikle durduğu detaylardan biri de -ki bence çok önemli- herkesin kendini rahat hissedebileceği bir ortam yaratmaktı. Geleneklerimize saygılı, ama aynı zamanda modern yaklaşımları da içeren bir format. Zor denge, ama başarılmış gibi görünüyor.
Gelecek için Umut Verici
Şahsi fikrimi sorarsanız, bu tür buluşmaların sayısının artması gerekiyor. Toplum olarak birbirimizi daha iyi anlamaya, daha çok dinlemeye ihtiyacımız var. Özellikle günümüzün hızlı tempolu dünyasında, bu tür yavaş ve anlamlı temaslar adeta bir nefes gibi.
Etkinliğin sonunda -belki de en çarpıcı olanı- insanların birbirlerine veda ederken gözlerindeki o sıcak ifadeydi. Sanki herkes "keşke daha sık bir araya gelsek" diye düşünüyordu. Ve bence bu his, tek başına bile organizasyonun başarısını kanıtlıyor.
Huzur ve Kardeşlik Buluşmaları, umalım ki sadece bir başlangıç olsun. Çünkü bu topraklarda yaşayan herkesin birbirine ihtiyacı var - hem de her zamankinden daha fazla.