Ankara'nın göbeğinde yükselen bu devasa yapı, sadece bir bina değil — adaletin tecelli ettiği yeni bir çağın simgesi adeta. Eskiden kuyruklarda kaybolan vatandaşlar, şimdi ferah koridorlarda nefes alıyor. Kim derdi ki bürokrasinin ağır işleyen çarkları bu kadar hızlanacak?
Dört dörtlük bir hizmet için tasarlanan komplekste, 288 duruşma salonu adeta bir orkestra gibi uyum içinde çalışıyor. Öyle ki, sabah mahkemeye giren bir davacı, öğlen çıkışta kararını alabiliyor. (Evet, artık bu mümkün!)
Teknolojinin Adaletle Dansı
Dijital dönüşüm denince akla ilk gelen yerlerden biri burası. Akıllı randevu sistemleri, elektronik dosya takibi ve sanal duruşma imkanlarıyla — adeta geleceğin mahkemesi şimdiden kurulmuş. Eskiden dosyaların kaybolduğu raflar tarih oldu!
- Yılda 1.5 milyon davaya ev sahipliği kapasitesi
- Engelsiz erişimle herkes için adalet
- Yeraltı otoparkıyla ulaşım kolaylığı
Adliye personeli ise bu değişimi şöyle yorumluyor: "Eskiden koşturmaktan nefes nefese kalırdık, şimdi sistem kendiliğinden işliyor." Tabii bu arada, çalışanların dinlenme alanlarındaki o şahane manzarayı da unutmamak lazım.
Mimari Bir Şaheser
Modern çizgileriyle göz dolduran bina, aynı zamanda çevre dostu özellikleriyle de dikkat çekiyor. Güneş panellerinden yağmur suyu hasadına — her detay düşünülmüş. İç mekânlardaki doğal aydınlatma ise, adaletin "aydınlık" yüzünü simgeliyor sanki.
Peki ya ulaşım? Metroya yürüme mesafesindeki konumuyla, Ankara'nın her yerinden kolayca ulaşılabilir bir noktada. Eskiden olduğu gibi "Adliye nerede?" diye soranlar artık kaybolmayacak!
