Anayasa Mahkemesi (AYM), görevi başında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden bir polis memurunun vazife malulü sayılmamasına ilişkin yargılama sürecinde önemli bir ihlal tespit etti. Yüksek Mahkeme, yerel mahkemenin davanın sonucunu etkileyebilecek iddiaları yeterince değerlendirmediğini belirterek, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Karar, 29 Aralık 2025 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlandı.
Görev Sırasında Yaşanan Tartışma ve Kalp Krizi
Olay, İzmir'de görev yapan bir polis memurunun, bir iş yerine idari yaptırım kararını tebliğ etmesi sırasında yaşandı. Polis memuru, iş yeri sahipleri tarafından tehdit edildi ve mukavemetle karşılaştı. Yaşanan bu gergin tartışmanın hemen ardından rahatsızlanan memur, hastaneye kaldırıldı ancak kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetti.
Polisin vefatı sonrasında eşine dul ve yetim aylığı bağlandı ve emekli ikramiyesi ödendi. Ancak, aile vazife malullüğü statüsünün tanınması için mücadele başlattı.
Adli Tıp Raporu ve SGK'nın Red Kararı
İzmir Emniyet Müdürlüğü, durumun vazife malullüğü kapsamına girip girmeyeceğinin tespiti için Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) başvurdu. Süreçte belirleyici olan, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın hazırladığı rapordur. Raporda, polis memurunda kronik kalp ve damar hastalığı bulunduğu, yaşanan olayın stresinin kalp krizini tetiklediği kabul edilmesine rağmen, ölümün "görev sırasında dış etkenler nedeniyle gerçekleşmediği" görüşüne yer verildi.
SGK da bu raporu dayanak alarak, vazife malullüğü hükümlerinin uygulanamayacağı yönünde karar aldı. Bu karara itiraz eden polisin eşinin açtığı dava, yerel mahkeme tarafından aynı gerekçelerle reddedildi.
AYM: Mahkeme Stres Faktörünü Değerlendirmedi
Davanın reddedilmesinin ardından başvurucu, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu. AYM'nin yaptığı inceleme sonucunda verdiği karar emsal niteliği taşıyor.
Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini vurguladı. Kararda, Adli Tıp raporunda ölümün stresle tetiklendiğine dair açık bir tespit olmasına karşın, yerel mahkemenin bu kritik hususu kararında hiç değerlendirmediği ve neden dikkate almadığını gerekçelendirmediği belirtildi.
Yüksek Mahkeme, bu ihlalin giderilmesi için dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere ilgili yerel mahkemeye gönderilmesine hükmetti. AYM, gerekçeli karar hakkı ihlaline karar verdiği için, davaya konu olan sosyal güvenlik hakkına ilişkin iddiaların ayrıca incelenmesine gerek olmadığını da kaydetti.
Bu karar, benzer olaylarda mahkemelerin tüm delilleri ve iddiaları detaylı ve gerekçeli bir şekilde değerlendirmesinin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.