Aziz İhsan Aktaş İddianamesi Tamam: 8 Yıla Kadar Hapis İsteniyor!
Aziz İhsan Aktaş İddianamesi Tamamlandı

Ankara'da siyaset sahnesinin bir dönem tanıdık ismi Aziz İhsan Aktaş'la ilgili beklenen gelişme nihayet gerçekleşti. Eski AK Parti milletvekili hakkında hazırlanan iddianeme, savcılık tarafından tamamlanarak mahkemeye sunuldu.

Olay şöyle gelişti: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, tam üç yıldır üzerinde çalıştığı dosyayı tamamladı. Bu süreçte -inanması güç- yüzlerce sayfa belge incelendi, onlarca tanık ifadesi alındı. Sonuçta ortaya ciddi iddialarla dolu bir iddianame çıktı.

İşte İstenen Cezalar

Savcılık, Aktaş hakkında tam dört farklı suçtan ceza istedi. Liste hayli kabarık:

  • Rüşvet suçlamasıyla 4 yıldan 8 yıla kadar hapis
  • Yolsuzluk iddiaları için 3 yıldan 6 yıla kadar hapis
  • Görevi kötüye kullanmaktan 2 yıldan 4 yıla kadar hapis
  • Resmi belgede sahtecilik için 1 yıldan 3 yıla kadar hapis

Toplamda istenen ceza -hesap yapmak gerekirse- 10 yıldan 21 yıla kadar uzanıyor. Fakat tabii mahkeme sürecinde bunların nasıl sonuçlanacağı merak konusu.

Davanın Arka Planı

Bu dosya aslında 2019 yılında açılan çok daha büyük bir yolsuzluk soruşturmasının devamı niteliğinde. O dönemde -hatırlarsınız- birçok üst düzey bürokrat ve iş insanı gözaltına alınmıştı. Aktaş'ın adı da bu soruşturma kapsamında gündeme gelmişti.

İddialara göre, milletvekili olduğu dönemde kamu ihalelerine fesat karıştırmak ve bunun karşılığında yüklü miktarda rüşvet almak gibi ciddi suçlamalar var. Savcılık, elindeki delillerle bu iddiaları desteklediğini öne sürüyor.

Dosyada ilginç bir detay daha var: Aktaş'ın, milletvekilliği döneminde bazı bakanlıklarla olan ilişkileri de soruşturma kapsamına alınmış. Bu ilişkilerin sınırlarının ne kadar zorlandığı ise mahkeme sürecinde netleşecek.

Sonraki Süreç Ne Olacak?

Şimdi sıra Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde. İddianamenin kabul edilip edilmeyeceği önümüzdeki günlerde belli olacak. Eğer mahkeme iddianameyi kabul ederse, duruşmalar başlayacak ve tanıklar dinlenecek.

Aktaş'ın avukatları ise iddiaların asılsız olduğunu ve müvekkillerinin siyasi bir komploya kurban gittiğini iddia ediyor. Onlara göre, bu dosya tamamen mesnetsiz iddialardan oluşuyor.

Ankara'daki siyaset çevreleri ise bu gelişmeyi -kelimenin tam anlamıyla- nefeslerini tutarak izliyor. Çünkü sonuç sadece bir milletvekilinin değil, aynı zamanda Türkiye'nin yolsuzlukla mücadele karnesinin de ne durumda olduğunu gösterecek.

Peki ya sizce? Bu dava Türkiye'de yargının bağımsızlığı konusunda bir dönüm noktası olabilir mi? Yoksa -diğer birçok dosyada olduğu gibi- tozlu raflarda kaybolup gidecek mi? Cevabını zaman gösterecek...