Adalet Bakanı Yılmaz Tunc'un bugünkü açıklamaları adeta bir bomba etkisi yarattı. Hukuk devleti kavramını her vurguladığında bazı çevrelerin tüylerinin diken diken olduğunu söylemesi, siyaset koridorlarında yankılanacak türden.
Bakan Tunc, şöyle devam ediyor: "Ben 'hukuk devleti' dedikçe, sanki birilerinin canı yanıyor. Anlamakta güçlük çekiyorum doğrusu." Bu sözler, Ankara'daki güç odakları arasında kimin nerede durduğunu gösteren ilginç bir ayna adeta.
Hukukun Üstünlüğü Vurgusu
Konuşmasının en dikkat çeken bölümlerinden birinde, "Yargı bağımsızlığı olmadan demokrasi olmaz" diyen Tunc, adeta meydan okurcasına ekliyor: "Bundan rahatsız olan varsa, bu onların sorunu." Oldukça net ve tavizsiz bir dil kullandığı ortada.
Peki neden bazı çevreler hukuk devleti vurgusundan bu kadar rahatsız oluyor? Bakan'ın bu soruya dolaylı cevabı ise şöyle: "Çünkü hukuk herkese eşit mesafede durunca, işler karışıyor."
Adalet Reformunda Son Durum
Adalet reformu çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiğini vurgulayan Tunc, "Yargı sistemimizi daha şeffaf, daha hızlı ve daha adil hale getirmek için gece gündüz çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. Ancak şunu da eklemeyi ihmal etmiyor: "Bu kadar çaba sarf etmemize rağmen, hala yolda olduğumuzu kabul etmeliyiz."
Reform sürecindeki zorluklardan da bahseden Bakan, "Her değişim dirençle karşılaşır" diyerek adeta iç geçiriyor. "Ama biz yılmadan çalışmaya devam edeceğiz" sözleri ise kararlılığın göstergesi.
Sessiz Kalınan Noktalar
Bakan Tunc'un konuşmasında dikkat çeken bir diğer nokta ise, hukuk devleti ilkesinin sadece sözde kalmaması gerektiği vurgusu. "Kağıt üzerinde güzel yazılar yazmak yetmez" diyor ve ekliyor: "Bu ilkeleri hayata geçirmek zorundayız."
Ancak şu da var: Hukuk devleti dendiğinde bazılarının neden rahatsız olduğunu anlamak gerçekten zor değil. Çünkü gerçek anlamda hukukun üstünlüğü, herkesin aynı kurallara tabi olması demek - bu da bazıları için hiç de hoş olmayan bir durum.
Sonuç olarak, Bakan Tunc'un açıklamaları Ankara'da yankılanmaya devam edecek gibi görünüyor. Hukuk devleti vurgusunun arkasında durmakta kararlı olduklarını gösteren bu sözler, önümüzdeki günlerde siyasi tartışmaların merkezinde yer alacak.