Eski bir Cumhuriyet savcısından, Türk yargı sisteminin en tepesindeki isme oldukça sert bir çağrı geldi. Mustafa Demirden adını taşıyan bu tecrübeli hukukçu, artık Yargıtay Başkanı Mehmet Akif Yaman'ın koltuğunu terk etmesi gerektiğini düşünüyor. Hem de hiç vakit kaybetmeden.
Demirden'in bu çıkışı, aslında yargıdaki bazı şeylerin yolunda gitmediğine dair uzun süredir devam eden endişelerin bir yansıması gibi. Kendisi öyle içeriden biri ki, sistemin nasıl işlediğini, nerede tıkandığını birebir görmüş. Şimdi de dışarıdan bir gözlemci olarak gördüklerini hiç çekinmeden dile getiriyor.
Yargıtay'ın İtibarı ve Başkanın Sorumluluğu
Aslında mesele sadece bir kişinin istifasından ibaret değil. Demirden'in altını çizdiği nokta, Yargıtay'ın -yani temyiz mahkemesinin- toplum nezdindeki itibarı ve güvenilirliği. Şöyle düşünün: Yargı sisteminin en üst kurumu... Orada verilen kararların adil olmadığına dair bir algı oluşursa, bu sadece yargıyı değil, tüm toplumu sarsar.
Demirden'in söylediklerine bakılırsa, Başkan Yaman'ın görev süresi boyunca bu güven sarsıcı bazı gelişmeler yaşanmış. Tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz ama emekli savcının bu kadar keskin bir dil kullanması, durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor.
Hukuk Camiasında YANKILANACAK AÇIKLAMALAR
Peki neden şimdi? Neden tam da bu anda böyle bir çağrı yapma ihtiyacı hissetti Demirden? Belki de bardağı taşıran son damla bir şeyler olmuştur. Ya da belki de uzun süredir içinde birikenleri artık dışa vurma zamanının geldiğine karar vermiştir.
Şu çok net: Türkiye'de yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusu hep hassas bir mesele olagelmiştir. Kimileri sistemin mükemmel işlediğini savunurken, kimileri de ciddi reformlara ihtiyaç olduğunu düşünüyor. Demirden'in bu çıkışı, ikinci grubun sesine güç katacak gibi görünüyor.
Ortada sadece bir istifa çağrısından daha fazlası var aslında. Bu, aynı zamanda Türk yargı sisteminin içinde bulunduğu duruma dair bir ayna tutma çabası. Demirden adeta "Bakın, işler yolunda gitmiyor ve bunun sorumlusu en tepedeki isim" diyor.
Peki YA SONRASI?
Acaba Yargıtay Başkanı bu çağrıya nasıl bir tepki verecek? Görevden ayrılmayı düşünür mü yoksa bu talebi görmezden gelir mi? Aslında bu sorunun cevabı, Türk yargısının geleceği açısından oldukça önemli.
Demirden'in sözleri sadece hukuk çevrelerinde değil, siyasi arenada da yankı bulacak gibi görünüyor. Muhalefet partilerinin bu açıklamayı nasıl değerlendireceği, iktidar kanadının nasıl bir tutum takınacağı merak konusu.
Bir emekli savcının böyle bir açıklama yapması, normalde pek alışık olmadığımız bir durum. Demek ki işler gerçekten ciddi bir noktaya gelmiş olmalı. Yoksa içeriden biri, hele de bir hukukçu, bu kadar sert ifadeler kullanmazdı herhalde.
Sonuç olarak, Türk yargısının üst kademelerinde dalgalanmalar devam ediyor. Mustafa Demirden'in bu çıkışının ne tür sonuçlar doğuracağını ise zaman gösterecek. Ama şu kesin: Yargıtay'ın prestiji ve toplum nezdindeki güvenilirliği konusu, uzun süre daha gündemimizde kalacak gibi görünüyor.
