Tam 102 yıl oldu... O unutulmaz 29 Ekim 1923'ten bugüne, Türkiye Cumhuriyeti nice badireler atlattı, nice zaferler gördü. İşte böyle anlamlı bir günde, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) da sessiz kalmadı - hem de nasıl!
HSK Başkanı ve üyeleri, topluca imzaladıkları o mesajla adeta yüreklerimize dokundular. Şöyle bir düşünün: Tam bir asrı iki yılla aşan bir cumhuriyet tarihinden bahsediyoruz. Bu, hafife alınacak bir süre değil.
Demokratik Hukuk Devletinin Temel Taşları
Mesajda en çok dikkat çeken şey - bana kalırsa - demokratik hukuk devleti vurgusuydu. HSK, yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının altını öyle bir çizmiş ki... Adeta her kelimede bu ilkeler yankılanıyor.
"Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesi ve temel değerleri" demişler. Haklılar da! Çünkü bu değerler olmadan, geriye ne kalır ki?
Yargının Sessiz Yürekliliği
Bazen insan düşünmeden edemiyor: Yargı, demokrasimizin bel kemiği değil mi? HSK'nın bu mesajı, tam da bu noktada anlam kazanıyor. Kurul, yargı mensuplarının her koşulda görevlerinin başında olacağını vurgularken, aslında hepimize güven aşılıyor.
Ve o son cümle... "Türkiye Cumhuriyeti'nin ilelebet payidar kalacağına olan inancımız tamdır." Bu inanç, sadece onların değil hepimizin ortak dileği değil mi?
Gerçekten de - itiraf edeyim - böyle resmi açıklamalar genelde soğuk gelir insana. Ama bu sefer öyle olmadı. İçtenlik, her satırda kendini hissettiriyordu. Belki de 102 yılın verdiği o görkemli tarihin ağırlığıydı bu.
Kimbilir, belki de HSK üyeleri bu mesajı yazarken, o ilk Meclis'in ruhunu hissetmişlerdir. Nihayetinde, her 29 Ekim'de olduğu gibi, bu yıl da cumhuriyetin ateşi hepimizin yüreğinde yanmaya devam ediyor.