Kastamonu'da hukuki bir dosya, adeta bir aile tarihinin tozlu sayfalarını karıştırıyor. 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, oldukça kritik bir mirasçılık belgesi iptali davasında, nerede olduğu bir türlü tespit edilemeyen mirasçılar için çareyi resmi ilanda buldu. Dosya numarası 2024/241 ile kayıtlı bu dava, sıradan bir hukuki süreçten çok daha fazlasını ifade ediyor.
Mahkeme, tam da bu noktada devreye giriyor. Kesin hükme bağlanacak bu dava için, ilgili taraflara ulaşmanın bir yolunu bulmak zorundaydı. Ve nihayet, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 148'inci maddesi devreye girdi. Bu madde, adeta kayıp kişilerle iletişim kurmanın son çaresi niteliğinde. Mahkeme, tüm aramalara rağmen bulunamayan davalılar için bir çağrı yayımlamaya karar verdi.
İlanda Yer Alan Kritik Çağrı
Peki bu ilanda tam olarak ne deniyor? Şöyle ki; davalı sıfatına sahip kişilere, kendilerine yapılan bu tebligatın içeriğinden haberdar olmaları için net bir süre tanınıyor. İlanın yayımlandığı tarihten itibaren tamı tamına bir ay geçmesi halinde, tebligat işlemi -hukuki deyimiyle- 'yapılmış' sayılacak. Yani, bu süre içerisinde herhangi bir işlem yapılmazsa, durum otomatikman hükme bağlanmış kabul edilecek. Bu, hukukun işleyişindeki o ciddi ve vazgeçilmez ritüellerden biri aslında.
Konuyla ilgili olarak, ilana itiraz etmek ya da davaya müdahil olmak isteyenlerin ne yapması gerekiyor? Mahkeme, bu kişilerin süresi içinde başvuruda bulunmalarını şart koşuyor. Aksi halde, yargılama süreci onlarsız da devam edebilir ve hüküm, mevcut deliller çerçevesinde verilebilir. Hukuk dünyasının o soğuk ama adil kuralları işte böyle işliyor.
Sonuç olarak, Kastamonu'dan yükselen bu hukuki ses, uzaklarda bir yerlerde olan ve belki de böyle bir davadan haberi bile bulunmayan mirasçıları bekliyor. Süre işliyor... Geri sayım başladı.
