İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu 402 şüpheli hakkında hazırlanan suç örgütü iddianamesinin kabul edilmesiyle birlikte, duruşmaların televizyondan canlı yayınlanıp yayınlanamayacağı tartışması yeniden alevlendi.
CHP Liderinden Canlı Yayın Talebi
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "İmamoğlu yargılamasının TRT-1'de canlı olarak yayınlanmasını istiyoruz" açıklamasının ardından başlayan tartışmalara, SABAH Gazetesi yazarı Yavuz Donat son noktayı koydu. Donat, konuyu daha önce Adalet Bakanlığı görevinde bulunan iki isim olan Cemil Çiçek ve Prof. Dr. Hikmet Sami Türk'e sordu.
Dev Davanın Çarpıcı Detayları
İstanbul Büyükşehir Belediyesi/İmamoğlu Suç Örgütü davasıyla ilgili hazırlanan iddianame oldukça kapsamlı. 105'i tutuklu 402 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame 3 bin 900 sayfadan oluşuyor. İddianamede toplam 143 suç isnadı yer alıyor.
Şüpheliler hakkında; suç örgütü kurma ve yönetme, suç örgütüne üye olma, rüşvet alma, rüşvet verme, irtikâp, ihaleye fesat karıştırma, kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı, suçtan kaynaklanan mal varlığını aklama, kişisel verileri ele geçirme ve yayma, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma, kamu malına zarar verme gibi çok sayıda suçlama yer verildi.
İmamoğlu'na Yönelik Suçlamalar
İddianameye göre Ekrem İmamoğlu, örgütün kurucusu ve elebaşı olmakla suçlanıyor. İmamoğlu hakkında; 12 kez rüşvet, 7 kez suç gelirlerini aklamak, 7 kez kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık, 2 kez kişisel verileri ele geçirmek ve yaymak, 4 kez suç delillerini gizlemek, 9 kez irtikâp ve 70 kez ihaleye fesat karıştırmak suçlamaları yer alıyor.
Eski Bakanlardan Kritik Açıklamalar
Siyaseten farklı dünyalara mensup olan iki eski Adalet Bakanı, canlı yayın konusunda aynı görüşte birleşti. Her iki isim de "Kanun değişmeden olmaz" diyerek mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde duruşmaların canlı yayınlanmasının mümkün olmadığını belirtti.
Cemil Çiçek: Yasa Değişikliği Şart
AK Parti döneminin ilk Adalet Bakanı olan ve Başbakan Yardımcılığı ile TBMM Başkanlığı görevlerinde de bulunan Cemil Çiçek, konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Çiçek, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 183. maddesine atıfta bulunarak, "Adliye binası içerisinde ve duruşma başladıktan sonra duruşma salonunda her türlü sesli veya görüntülü kayıt veya nakil olanağı sağlayan aletler kullanılamaz" hükmünün canlı yayının önündeki en büyük engel olduğunu vurguladı.
Çiçek, canlı yayından fayda görülüyorsa önce bunun çerçevesi ve ilkelerinin belirlenmesi gerektiğini ifade etti. Mahkeme safahatının tümüyle mi yoksa kısmen mi yayınlanacağı, salon kapasitesi gibi teknik konuların da çözülmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Hikmet Sami Türk: Üç Yasada Değişiklik Gerekli
Hukuk profesörü ve eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ise konuya daha teknik bir perspektiften yaklaştı. Türk, mevcut hukuk sisteminin canlı yayına izin vermediğini ve bu konuda üç farklı yasada değişiklik yapılması gerektiğini açıkladı.
İlk olarak Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 183. maddesine, kamuoyunu ilgilendiren duruşmaların naklen yayınlanabileceği konusunda bir istisna getirilmesi gerektiğini belirtti. İkinci olarak TRT Kanunu'na duruşmaların naklen yayını için bir hüküm konulması, üçüncü olarak da Türkiye Radyo ve Televizyonlarının Kuruluş ve Yayın Hizmeti Kanunu'nun yayın ilkeleri arasına "Konusu itibarıyla kamuoyunu ilgilendiren davalar canlı yayınlanabilir" hükmünün eklenmesi gerektiğini ifade etti.
Türk ayrıca, canlı yayın yapılacaksa sav, savunma ve karar olmak üzere üç aşamanın tamamının yayınlanması gerektiğinin altını çizdi.
Sonuç: Karar Mecliste
Uzun sözün kısası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi davasının canlı yayınlanması "ben istiyorum" demekle olmuyor. Bu konunun konuşulacağı ve karara bağlanacağı yer ise Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak öne çıkıyor. İki saygın devlet adamının da vurguladığı gibi, yasal düzenleme yapılmadan duruşmaların canlı yayınlanması mümkün görünmüyor.
