Mahkemeden Flaş Karar: 'İmâlı Söz' Hakaret Sayılmadı!
İmâlı Sözler Hakaret Sayılmadı: Yargıtay'dan Çığır Açan Karar!

Yargıtay'dan, sosyal medyada sık sık gündeme gelen 'imâlı söz' tartışmalarına noktayı koyacak nitelikte bir karar geldi. Hukuk dünyasını heyecanlandıran bu karar, bir kişiye yönelik doğrudan olmayan, üstü kapalı ifadelerin hakaret sayılmayacağını ortaya koydu.

Olay, sanığın sosyal medya üzerinden paylaştığı ve belirli bir kişiyi hedef aldığı iddia edilen gönderisiyle başladı. Gönderide açıkça bir isim verilmemesine rağmen, ifadelerin bir şahsı işaret ettiği öne sürüldü. Savcılık, bu durumu hakaret kapsamında değerlendirerek dava açtı.

Ancak mahkeme, ilginç bir bakış açısı getirdi. Yargıçlar, Türk Ceza Kanunu'ndaki hakaret tanımının son derece net olduğunu vurguladı. Kanuna göre, suçun oluşması için ifadelerin somut, açık ve doğrudan olması gerekiyor. İmâ yoluyla, dolaylı atıflar ise –ne kadar incitici olursa olsun– hakaret sayılmıyor.

Kararı değerlendiren bir hukukçu, "Bu aslında çok temel bir ceza hukuku ilkesi" diyor ve ekliyor: "Ceza hukuku, belirsizlikten nefret eder. Suçların unsurları net olmalı, kişiye 'acaba bu suç mu?' dedirtmemeli. Yargıtay da bu kararla, imâlı ifadelerin bu belirsizlik sınırında dolaştığını, dolayısıyla cezalandırılamayacağını ortaya koydu."

Peki bu karar, sosyal medyada istediğimiz gibi imâlı paylaşım yapabileceğimiz anlamına mı geliyor? Kesinlikle hayır! Uzmanlar uyarıyor: Karar, her imâlı sözün serbest olduğu anlamına gelmiyor. Eğer ifadeler, toplumun büyük bir kesimi tarafından 'net bir şekilde bir kişiye atfedilebiliyorsa', bu durumda hakaret kapsamına girebiliyor. Yani iş, yine o sözün ne kadar anlaşılır olduğuna ve niyete bağlı.

Sonuç olarak, Yargıtay'ın bu kararı hukuki bir içtihat niteliği taşıyor. İnternet dünyasında sıkça karşılaştığımız kapalı kapalı konuşmalar, göndermeler ve imalı söylemler artık bu kararla birlikte daha net bir çerçeveye oturmuş oldu. Hukuk, bir kez daha somut kanıt ve net ifadelerin peşinde olduğunu gösterdi.