Mahkeme salonundaki gerilim adeta elle tutulacak kadar yoğundu. Son söz için ayağa kalkan sanığın sesi önce titredi, sonra giderek güçlendi. "Ben masumum" dedi, tüm suçlamalara meydan okuyarak.
O an herkes nefesini tuttu. Savcılığın iddianamesinde yer alan tüm suçlamaları tek tek reddetti. Aslında bakarsanız, bu tür durumlarda insanın aklına hep aynı soru geliyor: Gerçekten masum olan biri bu kadar kararlı konuşabilir mi?
Savunma Stratejisi Şaşırttı
Sanığın avukatları oldukça ilginç bir savunma stratejisi izlediler. Kanıtların zayıflığına vurgu yaparken, tanık ifadelerindeki çelişkileri tek tek masaya yatırdılar. "Müvekkilim hakkındaki iddialar dayanaksızdır" diye haykırdı savunma.
Öyle ki, mahkeme heyetinin bile zaman zaman şaşırdığını görebiliyordunuz. Sanığın son sözlerindeki o içtenlik -eğer gerçekten masumsa tabii- insanı düşündürüyor doğrusu.
Karar Tarihi Belli Oldu
Davada artık geri sayım başladı. Mahkeme, son savunmanın ardından karar duruşması için tarih verdi. Taraflar şimdi o günü bekleyecek.
Peki ya sizce? Sanığın o son sözlerindeki kararlılık masumiyetin işareti miydi, yoksa iyi hazırlanmış bir savunmanın parçası mı? Bu sorunun cevabını zaman gösterecek.
Mahkeme koridorlarında fısıltılar dolaşıyor. Bazıları sanığın masum olduğuna inanırken, diğerleri sadece iyi oynadığını düşünüyor. Gerçek, karar günü ortaya çıkacak.