İstanbul adliyesinde hareketli günler yaşanıyor. Neredeyse fark edilmeden, sessiz sedasız, ama önemi büyük iki atama gerçekleşti. Aile mahkemeleri - bilirsiniz, toplumun en hassas meselelerinin çözüldüğü yerler - yeni başkanlarına kavuştu.
Böyle şeyler genelde pek gündem olmaz ama aslında hepimizin hayatını etkileyebilecek kararların verileceği makamlardan bahsediyoruz. İnsan düşünmeden edemiyor: Acaba bu atamalar nasıl sonuçlar doğuracak?
İşte O İsimler ve Görev Yerleri
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin kararıyla, İstanbul 1. Aile Mahkemesi'ne yepyeni bir isim geldi. Aslında bu atama, sıradan bir görev değişikliğinden çok daha fazlasını ifade ediyor. Çünkü aile mahkemeleri... evet, tam da tahmin ettiğiniz gibi, boşanmalardan velayet davalarına, nafakadan aile içi şiddete kadar sayısız hassas konunun çözüme kavuşturulduğu yerler.
Diğer taraftan, İstanbul 2. Aile Mahkemesi de yeni başkanına kavuştu. Bu atamayla birlikte, iki önemli mahkemenin yönetimi artık yeni isimlere emanet edilmiş oldu. Sanki bir kapı kapanıp başka bir kapı açıldı, diyebiliriz.
Peki Bu Ne Anlama Geliyor?
Bazıları için sadece bir atama haberi gibi görünebilir ama işin aslı öyle değil. Yargı sisteminde böyle değişiklikler - hele ki İstanbul gibi devasa bir şehirde - adeta domino taşı etkisi yaratabilir. Yeni başkanların getireceği farklı yaklaşımlar, farklı yorumlar, belki de yüzlerce ailenin kaderini etkileyecek.
Düşünsenize, bugün bu mahkemelerde görülecek bir dava, yarın bir çocuğun hayatını değiştirebilecek. Ya da bir ailenin dağılıp dağılmaması bu kararlara bağlı olacak. İşte bu yüzden bu atamalar o kadar önemsiz değil aslında.
Yargıtay'ın bu kararı, sadece kağıt üzerinde kalmayacak gibi görünüyor. Yeni atanan başkanların tecrübeleri, bakış açıları - kim bilir - belki de önümüzdeki dönemde aile hukukunda yeni bir sayfa açacak. Tabii bunları zaman gösterecek.
Şu an için söyleyebileceğimiz tek şey: İstanbul'da aile mahkemeleri artık yeni yüzlerle yoluna devam edecek. Gerisi... gerisini bekleyip göreceğiz.