Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya paylaşımı vesayetçi zihniyetin ülkenin gelişimini engellemeye yönelik operasyonlarını ve milletin bu girişimlere verdiği güçlü yanıtı gündeme taşıdı. Bakan Tunç, milletin ortak iradesinin hukuk ve demokrasi dışı tüm girişimleri etkisiz hale getirdiğini belirtti.
Vesayetçi Yapıların Hedefi: Devletin Temel Kurumları
Yılmaz Tunç, 17-25 Aralık 2013 sürecini, ülkenin büyümesini ve güçlenmesini her on yılda bir kesmeye çalışan vesayetçi zihniyetin hain operasyonlarından biri olarak nitelendirdi. Bakan Tunç'a göre, bu zihniyet devletin içine sızan FETÖ aracılığıyla emniyet ve yargı üzerinden kirli emellerini hayata geçirmek istedi.
"Sahte delil ve senaryolarla millet iradesinin önü kesilmek istenmiş, anayasal düzenimiz, demokratik hukuk devletimiz, bağımsızlığımız hedef alınmıştır" ifadelerini kullanan Tunç, bu saldırıların boyutuna dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Liderliğinde Zafer
Bakan Tunç, bu tehlikeli girişimlerin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği ve milletin desteği sayesinde boşa çıkarıldığını vurguladı. Tunç, tarihi bir kararlılıkla şu sözleri kaydetti: "Bugüne kadar milli iradenin üzerinde hiçbir güç tanımadık, bundan sonra da tanımayacağız."
Tunç, ülke üzerinde oyun kurmak isteyenlere, milletin geleceğini elinden almaya kalkışanlara ve devlete diz çöktürmeyi amaçlayan şer yapılara asla fırsat verilmeyeceğinin altını çizdi.
Demokrasi ve Hukuk Dışı Planlar Nasıl Boşa Çıktı?
Adalet Bakanı'nın açıklamaları, Türkiye'nin son dönemdeki kritik sınavlarından birine ışık tutuyor. Milletin ortak iradesi, demokratik yollardan seçilmiş iktidara yönelik hukuk dışı müdahalelere izin vermedi. Bu süreçte:
- Vesayetçi odakların devlet kurumlarına sızma çabaları deşifre edildi.
- Sahte delil ve senaryolarla siyasi iradeyi hedef alan operasyonlar etkisiz kılındı.
- Milli irade, sandıkta ve sokakta gösterdiği tavırla ülkenin demokratik geleceğini güvence altına aldı.
Bakan Yılmaz Tunç'un mesajı, geçmişten ders alarak, benzer yapıların gelecekte de fırsat bulamayacağı yönündeki kararlı devlet politikasının bir yansıması olarak öne çıkıyor.
