Cumhurbaşkanlığı Danışmanı Uçum: Yargının Millilik Özelliği Aşındırılamaz
Uçum: Yargının millilik özelliği aşındırılamaz

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Anadolu Ajansı Analiz için kaleme aldığı yazıda Türk yargı sisteminin temel niteliklerini ve yargı bağımsızlığının önemini detaylı şekilde ele aldı.

Yargıda Demokratik Meşruiyetin Önemi

Uçum, yargı erkinin egemenliğin üç temel fonksiyonundan biri olduğunu belirterek, yargının kararlarını millet adına verdiğini vurguladı. Yargı idaresinde demokratik meşruiyetin şart olduğunu ifade eden Uçum, "Yargının idaresi doğrudan veya dolaylı olarak halkın iradesine bağlı olmak zorundadır" dedi.

Türkiye'de Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun (HSK) 7 üyesinin TBMM, 6 üyesinin ise Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmesinin, yargı idaresinde olması gereken demokratik meşruiyetin zorunlu sonucu olduğunu kaydetti. Adalet Bakanı'nın HSK başkanı olmasını da bu çerçevede değerlendiren Uçum, bu yapının demokratik meşruiyetin gereği olduğunu savundu.

Bağımsızlık ve Tarafsızlık İşlevseldir

Yargı erkinin ikinci niteliğinin bağımsızlık ve tarafsızlık olduğunu belirten Uçum, bu kavramların kurumsal değil işlevsel olduğunun altını çizdi. Yargı bağımsızlığının sadece yasama ve yürütme erklerine karşı değil, aynı zamanda ülke dışındaki kuvvetlere karşı da bağımsızlık anlamına geldiğini ifade etti.

Uçum, yargının tarafsızlığının ise iç ve dış tüm çıkar odakları ile çekişmenin tarafları karşısında nötr olmak demek olduğunu vurguladı. Geçmişteki bazı yaklaşımları eleştiren Uçum, yargıda başörtüsü yasağını bile yargının bağımsızlığına bağlayan faşizan zihniyetleri hatırlattı.

Milli Yargı ve Uluslararası Sistem

Uçum'un en dikkat çeken açıklamalarından biri milli yargının korunması konusunda oldu. "Hiçbir bağımsız ülke, egemenlik hakkının bir fonksiyonu olan yargısının millilik özelliğinin aşındırılmasını, zaafa uğratılmasını, ulusal yargı yetkisinin mutlak olarak kısmen ya da tamamen ülke dışı mercilere devredilmesini istemez ve kabul edemez" ifadelerini kullandı.

Ulusal yargı bağımsızlığına dayanan bir milli yargıya sahip olmanın uluslararası sözleşmelere taraf olmaya engel olmadığını belirten Uçum, ancak bu ilişkilerin ulusal yargının bağımsızlığını ortadan kaldıracak şekilde olamayacağını vurguladı. "Asıl olan ulusal yetkilerdir, uluslararası düzenlemeler ve kararlar talidir" diyerek milli yargı mercilerinin verdiği kararların nihai ve bağlayıcı olduğunu kaydetti.

Uçum, yargısal aktivizmin demokratik olmayan bir yargıçlar rejimi olan jüristokrasiye yol açabileceği uyarısında bulunarak, Türkiye'nin geçmişteki yargısal aktivizm kötü tecrübelerinin hafızalarda taze olduğunu hatırlattı.