Yargıtay'dan Boşanan Çiftlere Bomba Gibi Karar: Evlilikte Alınan Daireler Artık 'Aile Konutu' Sayılacak!
Yargıtay'dan Boşanan Çiftlere Emsal Karar

Düşünün bir: Evlilik yolculuğunuz boyunca, belki de çoluk çocuğa karıştığınız o evi birlikte seçtiniz, birlikte ödediniz. Sonra bir gün, yollar ayrılıyor ve işte o an - kimin kalacağı, kimin gideceği sorusu ortaya çıkıyor. Yargıtay, tam da bu noktada devreye girdi ve gerçekten çığır açıcı bir karara imza attı.

Aslında mesele şu: Eski Medeni Kanun'un 194. maddesi diyor ki, eşlerden biri diğerinin açık rızası olmadan aile konutu üzerinde tasarrufta bulunamaz. Peki ya bu "aile konutu" tam olarak ne demek? İşte Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bu tanımı adeta baştan yazdı.

Kılıçların Çekildiği An: Boşanma ve Konut Kavgası

Olay şöyle gelişti: Bir çift evlenmiş, evlilikleri sürerken bir konut satın almışlar. Malum, hayat inişli çıkışlı - çift boşanma noktasına gelmiş. Tam da burada tartışma patlak vermiş: Acaba bu daire "aile konutu" sayılır mı, sayılmaz mı?

Yerel mahkeme "hayır" demiş, fakat Yargıtay 2. Hukuk Dairesi itiraz etmiş. Derken mesele Hukuk Genel Kurulu'na kadar taşınmış. Ve işte o kritik karar: Evlilik birliği devam ederken edinilen her konut, otomatik olarak aile konutu sayılır!

Peki Bu Ne Anlama Geliyor?

Gelin bu kararın pratikte ne demek olduğuna bakalım:

  • Artık tapuda kimin adı olursa olsun fark etmiyor - evlilik sırasında alınan daireler aile konutu kabul edilecek
  • Eşlerden biri, diğerinin izni olmadan bu konutu satamayacak, ipotek edemeyecek, hatta kiraya veremeyecek
  • Boşanma durumunda, konutun kime kalacağı konusunda mahkeme daha geniş yetkilere sahip olacak

Yargıtay'ın gerekçesi gerçekten çarpıcı: "Evlilik birliği içinde edinilen taşınmazlar, eşlerin ortak yaşam alanı olarak kabul edilir." Yani aslında kanun, aile yuvasını korumak istiyor - tıpkı bir kuşun yuvasını koruması gibi.

Bu Karar Kimleri Etkileyecek?

Şu anda boşanma davası devam eden binlerce çifti düşünün. Belki de en çok tartıştıkları konu, o evin kime kalacağı. Yargıtay'ın bu kararı, tüm bu davalara yön verecek nitelikte.

Özellikle kadınlar ve çocuklar açısından bu kararın önemi büyük. Zira genellikle - istatistikler gösteriyor ki - boşanma sonrası kadınlar ve çocuklar daha zor durumda kalıyor. Bu karar, onlara bir nevi güvence sağlıyor.

Ama şunu da eklemek lazım: Bu, her şeyin çözüldüğü anlamına gelmiyor. Mahkemeler hala her davayı kendi şartları içinde değerlendirecek. Fakat artık elinde çok daha güçlü bir kriter var.

Peki Ya Gelecek?

Bu karar, eminim ki hukuk çevrelerinde uzun süre konuşulacak. Bazı avukatlar "çok doğru bir karar" diyecek, bazıları ise "mülkiyet hakkını kısıtlıyor" diye itiraz edecek. Fakat ben şahsen düşünüyorum ki, aileyi korumak her şeyden önemli.

Sonuçta bir ev sadece dört duvar değil, içinde yaşanan anılar, hayaller, umutlar... Yargıtay da tam olarak bunu korumaya çalışıyor gibi görünüyor. Ne dersiniz, sizce bu karar doğru mu?

Bir de şu var: Artık evlenecek çiftler, tapu işlemlerini belki iki kere düşünerek yapacak. Ya da belki daha fazla çift, mal rejimi sözleşmesi yapma ihtiyacı hissedecek. Kim bilir?

Kesin olan bir şey var: Yargıtay'ın bu kararı, Türk aile hukukunda yeni bir sayfa açtı. Ve eminim ki, önümüzdeki günlerde bu konuda çok daha fazla şey duyacağız.