CHP'li belediyede ortaya çıkan bir olay siyaset arenasını karıştırdı. Her şey, belediye meclis salonundaki o meşhur Atatürk portresinin yerinde olmamasıyla başladı. Kimse ne olduğunu anlayamadı ilk başta.
Belediye başkanı ise oldukça sakin bir şekilde "Kendim aldırdım" açıklamasını yaptı. Fakat işin aslı öyle değildi. Portre demirbaş kayıtlarına işlenmişti ve ortadan kaybolması ciddi bir sorundu.
Demirbaş Kaydı Gerçeği Ortaya Çıkardı
Ortalık karışmıştı bir kere. Muhalefet etrafta dolanıyordu, basın mensupları haber peşindeydi. Derken demirbaş defteri ortaya çıktı. İşte o an her şey değişti.
Portre resmi olarak belediyenin malıydı ve kayıtlarda açıkça görülüyordu. Başkanın "Kişisel olarak aldım" iddiası havada kaldı. Bu durum siyasi çevrelerde bomba etkisi yarattı.
Muhalefetten Sert Tepki
Muhalefet partileri olaya anında tepki gösterdi. "Bu nasıl bir saygısızlık?" diye soruyorlardı. Atatürk portresinin demirbaştan çıkarılmasını kınıyorlardı.
CHP'li yöneticiler ise kendilerini savunmakta zorlandılar. Ortada garip bir durum vardı ve kimse tam olarak ne olduğunu anlayamıyordu. Belediye içinde de karışıklık hakimdi.
Portrenin akıbeti ise merak konusu. Nerede olduğu, neden kaldırıldığı, kimin kararıyla hareket edildiği belirsizliğini koruyor. Siyasi çevreler bu gelişmeleri yakından takip ediyor.
Bu olay, yerel yönetimlerdeki kayıt sistemleri ve yönetim anlayışı hakkında önemli soruları da beraberinde getirdi. Demirbaş kayıtları nasıl yönetiliyor? Karar alma mekanizmaları nasıl işliyor? Tüm bu sorular yanıt bekliyor.
