Tam da düşünüyordum, mahalle kültürümüz ne kadar önemli diye. İşte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da tam bu noktaya parmak basmış 19 Ekim Muhtarlar Günü mesajında. Şöyle bir bakınca, muhtarlar gerçekten de mahallelinin ilk kapısı çaldığı isimler oluyor.
Erdoğan'ın söyledikleri öyle sıradan tebrik mesajlarından çok daha derin aslında. "Muhtarlarımız, yerel demokrasimizin temel taşlarıdır" derken hakikaten her kelimesi tartılmış gibiydi. Belki de farkında değiliz ama mahallelinin dertlerini, sıkıntılarını en iyi bilen, adeta mahallenin nabzını tutan insanlar onlar.
Kapı Kapı Gezen Kahramanlar
Düşünsenize, en ücra köşedeki vatandaşın sesi oluyor muhtarlar. Cumhurbaşkanı'nın da altını çizdiği gibi, devlet ile millet arasında köprü vazifesi görüyorlar. Bazen küçük bir su kaçağı, bazen çok daha büyük meseleler - hepsinde ilk başvurulan muhtarlar oluyor.
Şu kısmı özellikle vurgulamak lazım: Erdoğan, muhtarların sadece resmi işlerle ilgilenmediğini, aynı zamanda komşular arası dayanışmanın da mimarı olduklarını söyledi. Doğru söze ne denir ki? Mahallede kimin neye ihtiyacı var, kim zor durumda - bunları en iyi bilenler onlar.
Gelecek Vaatleri ve Samimi Temenniler
Mesajın en can alıcı kısımlarından biri de muhtarların çalışma koşullarının iyileştirilmesi konusundaki taahhütlerdi. Erdoğan'ın dediğine göre, bu konuda çalışmalar sürüyor. Yani sadece teşekkür etmekle kalmıyor, somut adımlar da atılıyor.
Sonuçta mesele sadece bir günü kutlamak değil. Asıl önemli olan, bu kadim kurumun güçlendirilmesi ve muhtarların işlerinin kolaylaştırılması. Cumhurbaşkanı'nın mesajı da tam bu noktada anlam kazanıyor bence.
Şahsen düşünüyorum da, modern hayat ne kadar dijitalleşirse dijitalleşsin, mahalle kültürünün yerini hiçbir şey tutamaz. Muhtarlar da işte bu kültürün yaşayan temsilcileri. Erdoğan'ın da dediği gibi, onlar olmadan yerel demokrasi eksik kalır.
Bu vesileyle - sözüm meclisten dışarı - tüm muhtarlarımızın ellerinden öpüyorum. Zor iş yapıyorlar, kimsenin gönlünü kırmamaya çalışıyorlar. Allah kolaylık versin diyorum, gerçekten hak ediyorlar.