
Polonya'nın başında duran isim Donald Tusk, bugünlerde herkesin kulağını diktiği bir mesaj verdi. Ukrayna meselesinde ne yapıp ne yapmayacaklarını netleştirdi. Şöyle diyor Tusk: "Rusya-Ukrayna savaşı bittikten sonra bile, Polonya olarak Ukrayna topraklarına asker yollamak gibi bir niyetimiz yok."
Bu açıklama, uluslararası arenada dalga dalga yayılıyor. Zira Polonya, Ukrayna'ya en fazla destek veren ülkelerin başında geliyor. Ama görünen o ki, sınırı da belli: silah, mühimmat, evet; asker, hayır.
Arka Planda Neler Dönüyor?
Tusk'ın bu çıkışı, aslında Avrupa'daki daha büyük bir tartışmanın parçası. Fransız Lider Macron, bir süre önce "Batılı ülkelerin asker gönderme ihtimali düşünülebilir" demişti ya, işte o sözler hâlâ sıcak. Polonya ise bu fikre en sert tepki gösterenlerden. "Bizim böyle bir planımız asla olmadı" diyerek adeta masaya yumruğunu vuruyor.
Aslında işin özü şu: Polonya, Ukrayna'ya yapılan askerî yardımlarda çok önemli bir rol oynuyor. Hatta bir nevi lojistik üssü gibi çalışıyor. Fakat doğrudan sıcak çatışmaya asker sokmak, onlar için kırmızı çizgi. Tusk'ın dediği gibi, "Bu konuda hiçbir müzakere yürütmüyoruz."
Peki Ya Sonrası?
Savaş sonrası dönem için de netler. Ukrayna topraklarında Polonyalı asker görmek mümkün değil. Ancak şunu da ekliyor Tusk: "Ukrayna'nın güvenliği, bizim güvenliğimiz demek. Onlar kaybederse, biz kaybederiz." Yani destek, başka şekillerde sürecek.
Bu arada, Batılı müttefikler arasında da fikir ayrılıkları olduğu su götürmez bir gerçek. Kimi ülkeler daha temkinli, kimi ise daha atılgan. Polonya, temkinliler tarafında ama aynı zamanda Ukrayna'ya en çok yardım edenlerden. İlginç bir denge, değil mi?
Kısacası, Tusk'ın sözleri bir taahhüt niteliğinde: Destek evet, ama askerî anlamda sınır ötesi operasyon hayır. Ukrayna cephesinde işler değişse bile, Polonya'nın bu tutumu değişmeyecek gibi duruyor.