
Günlerden bir gün, Selami Yıldız adeta bir fırtına gibi sahaya indi. Sabahın erken saatlerinden gece yarısına kadar, tam 24 saat boyunca çalışmaları bizzat denetledi. Kimileri için bu bir maratondu, ama o için sadece işinin gereğiydi.
Yıldız, her detayı yakından inceledi. Adeta bir dedektif gibi, eksikleri tespit etmek için sahada dolandı. "Gözden kaçan bir şey var mı?" diye sordu kendine, çünkü mükemmeliyetçi biriydi. Belki de bu yüzden, ekibiyle birlikte gece gündüz demeden çalıştı.
Sahada Bir Lider
Ekip arkadaşları onun bu azmini takdir ediyordu. "Selami Bey, sahada olmayı seviyor" diyorlardı. Haklılardı da. Masabaşı işlerden hoşlanmıyordu; aksiyon onun için her zaman ön plandaydı.
Peki neden bu kadar önemliydi bu denetimler? Çünkü Yıldız'a göre, işlerin doğru yapıldığından emin olmak için sahada olmak şarttı. Kağıt üzerinde her şey mükemmel görünebilirdi, ama gerçekler sahada saklıydı.
Gece Vardiyası
Gece saatlerinde bile sahada olması, herkesi şaşırtmıştı. Normalde ofisinde oturup raporları inceleyebilirdi, ama o tercihini sahada olmaktan yana kullandı. "Gecenin bir yarısı neden sahadasınız?" diye soranlara gülümsedi: "Çünkü işim bu."
Bu arada, hava soğuktu ve rüzgar sert esiyordu. Ama o, montunu sıkıca giyip çalışmaları kontrol etmeye devam etti. Belki de bu yüzden ekibi ona saygı duyuyordu—çünkü liderleri, zor koşullarda bile onlarla birlikteydi.
Sonuç: Takdir Topladı
24 saatlik bu yoğun mesainin ardından, Yıldız'ın çabaları takdirle karşılandı. Hem ekibi hem de vatandaşlar, bu özverili çalışmayı alkışladı. Kim bilir, belki de bu tür liderler sayesinde işler daha iyi yürüyordu.
Sonuç olarak, Selami Yıldız sahada olmayı seven, işini ciddiye alan bir isim. Ve belli ki, bu tutumuyla daha çok konuşulacak...