İzmir'de sıcak yaz günlerinde musluklardan su yerine öfke akıyor. Kimi zaman bir damla, kimi zaman hiç... Aylardır süren bu çile, vatandaşların sabrını taşırmış durumda. Belediyenin "çözüm yakında" açıklamaları ise artık kimseyi tatmin etmiyor.
Şehrin dört bir yanından gelen sesler aynı acıyı haykırıyor: "Su yok!" Mahallelerde kurulan çeşmeler, tankerlerle getirilen su - tüm bunlar geçici çözümler olmaktan öteye gidemiyor. İnsanlar temel ihtiyaçlarını karşılamak için adeta bir maceraya atılıyor her gün.
Musluklar Suskun, İnsanlar Öfkeli
Durum o kadar vahim ki, bazı semtlerde günde sadece 2-3 saat su gelebiliyor. "Su geldi!" haberleri komşular arasında yangın haberleri gibi yayılıyor. İnsanlar ellerinde kovalarla, bidonlarla su biriktirme telaşında. Kimi çamaşırını yıkayamıyor, kimi banyo yapamıyor.
Bir vatandaşın dediği gibi: "21. yüzyılda su için kuyu kazıyoruz resmen. İnanılır gibi değil!" Gerçekten de modern bir metropolde yaşanan bu durum, akıllara ciddi sorular getiriyor.
Belediye Açıklamaları Havada Kalıyor
Yetkililer her fırsatta altyapı çalışmalarından, boru yenilemelerinden bahsediyor. Ancak sokaktaki insanın gözünde bunlar sadece laftan ibaret. "Yaz bitiyor, hala aynı masalları dinliyoruz" diye yakınıyor bir başka İzmirli.
Öyle ya, vaatlerle yaz geçer mi? İnsanlar somut adımlar görmek istiyor. Su faturaları düzenli olarak geliyor ama musluklardan su akmıyor. Bu çelişki, öfkeyi katbekat artırıyor doğal olarak.
Çözüm Ne Zaman?
Asıl mesele şu: Bu kış da aynı senaryoyu mu yaşayacağız? Yağmurlar başladığında sorun çözülecek mi yoksa yeni bahaneler mi bulunacak? İzmir halkının kafasında bu sorular dönüp duruyor.
Belediyenin acil eylem planına ihtiyaç var açıkçası. Çünkü artık kimse "birkaç güne düzelecek" hikayelerine inanmıyor. Su, temel bir insan hakkı - ve İzmirliler bu hakkını arıyor.
Sonuç olarak, İzmir'in su meselesi sadece teknik bir sorun olmaktan çıktı, sosyal bir krize dönüştü. İnsanların sabrı tükenmiş durumda. Çözüm ise hala belirsizliğini koruyor...