Gördüm de inanamadım doğrusu. Ankara'da öyle bir dosya açılmış ki, paraya para dememişler adeta. Savcılık tam 180 milyon liralık rüşvet ağını deşifre etmiş, iddianameyi de mahkemeye sunmuş.
Okuyunca insanın aklı almıyor gerçekten. Nasıl bir cüret bu? Nasıl bir pervasızlık? 12 isim var dosyada, hepsi de örgütlü suç işlemekten yargılanacak. İsimler tek tek belli ama -biliyorsunuz- yargı süreci devam ettiği için şimdilik açıklamak doğru olmaz.
İşin İçyüzü Ne?
Şöyle anlatayım: Bu iş öyle basit bir rüşvet vakası değil. Örgütlü, planlı, programlı bir yapılanma söz konusu. Adamlar adeta bir şirket gibi çalışmışlar. Kim para veriyor, kim alıyor, nasıl havale ediliyor - her şey kayıt altına alınmış.
Savcılık diyor ki: "Bu bir suç örgütüdür." Ve ekliyor: "Amacı rüşvet almak ve bu yolla menfaat sağlamaktır." Yani bildiğin mafya vari bir yapılanma!
Deliller Konuşuyor
Telefon kayıtları var mesela. Görüşmelerdeki konuşmalar öyle açık seçik ki, insan utancından yerin dibine geçiyor. "Şu işi hallet, karşılığını alırsın" tarzı konuşmalar... Bir de banka hesapları tabii. Paranın izi sürülmüş, nereden gelip nereye gittiği tespit edilmiş.
Ve işte o meşhur 180 milyon lira! Bu para nasıl hareket etmiş, kimin cebine girmiş - hepsi belgelenmiş. Savcılık diyor ki: "Bu örgüt, rüşvet almak için kuruldu." Ve ekliyor: "Tüm üyeleriyle birlikte yargılansınlar."
Peki Ya Sonrası?
Mahkeme süreci başlayacak şimdi. 12 şüpheli, örgüt üyesi olmak ve rüşvet alıp vermek suçlarından yargılanacak. Ceza ne olur derseniz, Türk Ceza Kanunu bu konuda oldukça ağır cezalar öngörüyor.
Aslında bu tür haberleri duydukça insan "Yeter artık!" diyesi geliyor. Ama adalet yerini bulacak inşallah. Savcılığın bu kadar detaylı çalışması, umut veriyor doğrusu.
Son bir not: Bu dosya sadece bir yolsuzluk vakası değil, aynı zamanda Türkiye'deki yargı sisteminin ne kadar etkin çalışabildiğinin de göstergesi. Umarım diğer benzer vakalara da örnek teşkil eder.