İzmir'deki mali tablolar adeta bir depremin ardından ortaya çıkan enkaz gibi. CHP'li Cemil Tugay'ın belediye başkanlığı döneminde biriken borçlar, kentin finansal sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor. Sanki bir aile bütçesini yönetirken kredi kartlarını sınırsız kullanmışlar gibi...
Borç bataklığı öyle derinleşmiş ki, artık bunun sıradan bir yönetim hatası olmadığı açık. Rakamların dili oldukça sert konuşuyor - ve maalesef bu dil İzmirlilerin geleceğini ilgilendiriyor.
Mali Çöküşün Ayak Sesleri
Belediyenin kasasındaki boşluk her geçen gün büyüyor. Aslında durum o kadar vahim ki, normalde bir belediyenin taşıması gereken borç yükünün çok ötesine geçilmiş. Tugay'ın döneminde alınan borçların nerelere harcandığı ise büyük bir soru işareti olarak duruyor.
İşin ilginç yanı, bu borçlanma politikasının sürdürülebilir olmaktan çok uzak olması. Tıpkı gelirinden fazla harcama yapan bir ailenin eninde sonunda iflasa sürüklenmesi gibi, belediye de benzer bir kaderi yaşıyor.
Gelecek Endişesi Büyüyor
Uzmanların görüşü oldukça net: Bu gidişat değişmezse İzmir için mali anlamda karanlık günler kapıda. Belediyenin hizmetlerinde kesintiler yaşanabilir, yatırımlar askıya alınabilir, hatta personel maaşları bile risk altına girebilir.
Peki nasıl oldu da bu noktaya gelindi? Cevabı belki de siyasi tercihlerde aramak gerekiyor. Yerel yönetim anlayışındaki eksiklikler, denetim mekanizmalarının yetersiz kalması ve belki de en önemlisi - vatandaşın cebinden çıkacak parayı hoyratça harcama lüksünün olmadığının unutulması...
Durum gerçekten içler acısı. İzmir gibi Türkiye'nin incisi sayılabilecek bir kentin, böylesine ağır bir mali yükün altına sokulması anlaşılır gibi değil. Sanki bir ailenin tüm birikimleri, gelecek planları bir çırpıda harcanmış.
Önümüzdeki dönemde bu borç yükünün nasıl yönetileceği hepimizin merak konusu. Yeni yönetim elbette zor bir miras devralacak - ama asıl soru şu: İzmirliler bu mali enkazın altından nasıl kalkacak?