İstanbul'un mavi-beyazlı devi, EuroLeague'deki düş kırıklıklarını yerli ligde unutturmaya kararlı görünüyor. Nitekim Manisa karşısında adeta bir fırtına gibi esti, rakibine soluk aldırmadı.
Maçın başlangıcı zaten her şeyi anlatıyordu aslında. İlk çeyrekte 32-18'lik skor... Bu kadar erken açılmanın psikolojik üstünlüğü tartışılmazdı. Manisa için işler zorlaşmıştı bir kere.
Dört Çeyrek, Dört Efes Üstünlüğü
İkinci periyotta durum daha da vahim hale geldi Manisa için. 27-19... Devre arasına 59-37 gibi devasa bir farkla girildi. Soyunma odasında kimin ne dediği merak konusu tabii.
Üçüncü çeyrek? Aynı filmin tekrarı gibiydi. 22-18... Efes, oyunu rahatlatmış, kadrosunu döndürüyordu artık. Son periyot ise tam bir formalite: 23-17.
Yıldızlar Gecesi
Derek Willis performansıyla göz kamaştırdı desem yanlış olmaz. 18 sayı, 7 ribaund - bu istatistikler konuşuyor zaten. Ercan Osman da 16 sayıyla katkı verdi. Ama bence asıl dikkat çeken, takımın genel dengesiydi. Herkes katkı yapmıştı, sanki ortak bir amaç için çalışıyorlardı.
Manisa'da ise Kenny Cherry 18 sayıyla direnmeye çalıştı. Fakat tek başına ne yapabilirdi ki? Basketballün beş kişilik oyun olduğunu bir kez daha hatırlattı bu maç.
EuroLeague Etkisi ve Lig Yansıması
Şu an 13 galibiyet, 10 mağlubiyet ile Efes, ligdeki yerini sağlamlaştırıyor. EuroLeague'deki hayal kırıklığına rağmen yerli ligde toparlanma çabaları takdire şayan doğrusu. Erdem Can'un bu süreçte takımı nasıl motive ettiği merak konusu - belki de içeride konuştukları şeyler işe yarıyordur.
Manisa için ise durum biraz daha zor görünüyor. 7-16'lık dereceyle ligde kalma mücadelesi verecek gibi. Zorlu bir sezon onlar için.
Sonuç olarak, Efes bu maçla bir mesaj verdi sanki: "EuroLeague'de istediğimiz performansı gösteremiyor olabiliriz ama burada, kendi ligimizde, hala güçlüyüz." Bakalım bu rüzgarı arkasına alıp ligde ne kadar ilerleyebilecek.