İnanılır gibi değildi. Hakikaten, o son saniyelerde nefesler tutulmuş, salon adeta zamanın durduğu bir âna şahitlik ediyordu. Beşiktaş, Gaziantep Basketbol karşısında tam bir dram yaşadı, sonra da o dramı zaferle taçlandırdı.
Maçın gidişatı öyle belli ki... 4. çeyreğe 10 sayı farkla girince herkes 'bu iş tamam' dedi. Ama kimse Kartal'ın yüreğindeki savaşçı ruhu hesaba katmamıştı. Son periyotta adeta uyandılar. Uyandılar ve o 10 sayılık açığı kapatmak için deliler gibi savaştılar.
O Son Anlar Kalpleri Ağızlara Getirdi
Dakikalar 39'u gösterirken skor 88-86, Gaziantep önde. Salonun sesi kesilmiş, herkes o son hücumu bekliyor. Top Jonah Mathews'te... Pas... Matthew Mitchell... Sıçrama... Atış! Ve basket! 89-88! Time-out! Gaziantep'in son şansı... Ama olmadı. Bitmişti. Her şey bitmişti.
Mitchell o son basketle takımını zafere taşırken, 17 sayılık kişisel performansıyla da takımın en skorer isimlerinden biri oldu. Ama asıl konuşulması gereken, o kritik anda soğukkanlılığını koruyup potaya gidişiydi.
Mathews'tan Büyük Katkı
Jonah Mathews deseniz... Adam resmen akıl oyunları oynadı rakip savunmaya. 16 sayı, 5 ribaund - bu istatistikler bile hikayenin tamamını anlatmaya yetmez aslında. Oyunu okuması, doğru yerde doğru pası atması... İşte bu tür maçlar oyuncuların değerini gerçekten gösteriyor.
Takımda herkes üzerine düşeni yapmıştı sanki. Bazen öyle maçlar olur ya - tek bir yıldız değil de kolektif bir ruh kazanır. Bugün de öyle oldu. Herkes birbirine destek oldu, son ana kadar pes etmediler.
Şu basketbol işte... Bazen bir maçın kaderi sadece son iki dakikada yazılır. Bugün de öyle oldu. Beşiktaş, o son anlarda daha aç gözlü, daha istekliydi. Galibiyeti hak ettiler diyebilirim, evet.
Bu zaferle birlikte Beşiktaş THY EuroLeague'de önemli bir galibiyet aldı ve sezona dair umutlarını tazeledi. Gaziantep Basketbol ise galibiyeti son saniyelerde kaybetmenin burukluğunu yaşıyor.
Son sözüm şu: Basketbol asla bitmemiş saymaz. Beşiktaş bunu bugün bir kez daha ispatladı. Sona kalan gülüyorsa, bugün en çok Kartal güldü.