Tam bir kalp kırıklığı yaşadık, itiraf edelim. Basketbol Champions League'deki maceramız sona erdi ve bu durum hepimizi derinden etkiledi. Ama şunu söylemeliyim ki, bu hayal kırıklığının içinde bile asıl üzüntümü oyuncularım için hissediyorum.
Onların gözlerindeki o hırsı, o azmi görüyordum her antrenmanda. Ve şimdi... Şimdi gelecekleri konusunda endişeleniyorum doğrusu. Bu takım dağılabilir mi diye düşünmeden edemiyorum insan.
"Gelecek Planları Belirsiz"
Sezon sonuna doğru yaklaşıyoruz ve tablo pek iç açıcı değil. Kulübün mali durumu malumunuz. Oyuncuların sözleşmeleri, yeni transferler, bütçe planlamaları... Tüm bunlar havada kalıyor şu an. İşin acı tarafı, bu genç yeteneklerin kariyerleri söz konusu.
Benim için antrenörlük sadece maç kazanmak değil. Bu çocukların hayatlarına dokunmak, onların gelişimine katkı sağlamak. Ve şu anda onların istikrarı tehlikede gibi görünüyor.
Takım Ruhu ve Dayanışma
Takım odasında hissettiğim o dayanışma duygusu inanılmazdı gerçekten. Her biri birbirine kenetlenmiş, ortak bir amaç uğruna mücadele eden genç adamlar. Bu ruhu kaybetmek istemiyoruz elbette. Ama ekonomik gerçekler bazen duyguların önüne geçebiliyor maalesef.
Son maçtaki performansımız... Eh, iyi değildi açıkçası. Ama şunu vurgulamalıyım: bu oyuncular ellerinden geleni yaptılar. Belki teknik olarak yeterli değildik, ama yürek olarak her zaman oradaydık.
Yol Ayrımı
Şimdi önümüzde iki yol var gibi görünüyor. Ya bu takımı dağıtmadan, mevcut kadroyla yola devam etmenin bir yolunu bulacağız. Ya da... Ya da herkes kendi yoluna gidecek. İkinci seçenek düşüncesi bile içimi acıtıyor doğrusu.
Kulüp yönetimiyle yapacağımız görüşmeler kritik önem taşıyor. Oyuncuların geleceği, takımın yapısı, finansal planlamalar... Tüm bu konular masaya yatırılacak. Umuyorum ki herkes için en iyi çözümü bulabiliriz.
Basketbol böyle bir şey işte. Bazen zaferlerle dolu bir sezon yaşarsınız, bazen de hayal kırıklıklarıyla dolu. Ama asıl önemli olan, bu zorlu dönemlerde takım olarak kalabilmek. Bu genç oyuncuların emeklerinin karşılığını alabilmesi.
Son sözüm şu olacak: Bu takıma ve bu oyunculara inanıyorum. Zor günler geçiriyoruz evet, ama umudumuzu kaybetmeden mücadeleye devam edeceğiz. Çünkü basketbol sadece bir oyun değil - bir yaşam biçimi bizim için.