
Dünya basketbolunun tanıdığı isimlerden biri olan Shane Larkin, samimi bir sohbete dalıp milli formanın verdiği o inanılmaz hissi anlatırken, gözlerindeki ışıltı her şeyi anlatmaya yetiyordu adeta. Heyecanı elle tutulacak gibiydi, gerçekten.
"Şunu söylemeliyim," diye başladı ve bir an duraksadı, sanki kelimeleri zihninde tartıyordu. "Milli takımda oynamak... işte bu çok farklı bir duygu. Kulüp basketboluyla kıyaslanamaz bile. Ülkeni temsil etmek, o mücadeleye ortak olmak, tarifsiz."
Motivasyonun sırrını sorduğumuzdaysa, cevabı hem basit hem de derindi: "Buradaki herkesin tek bir motivasyon kaynağı var: Madalya kazanmak. Nokta. Hepimiz aynı amaç için sahaya çıkıyor, aynı rüyayı kuruyoruz. O metal parçasının soğukluğunu hissedebilmek için."
Takım Kimyası ve Ortak Hedef
Takımın nasıl kaynaştığına dair konuşurken, ses tonundaki gurur belli oluyordu. "Bu grup... gerçekten özel bir bağ var aramızda. Sadece sahada değil, saha dışında da birbirimizi anlıyor, destekliyoruz. Bu, kazanma ihtimalimizi katbekat artırıyor. Birlikte savaşmak, birlikte nefes almak... İşte bu."
Zorlu maçlara hazırlık sürecinden bahsederken de ekliyor: "Antrenmanlarımızı buna göre yapıyoruz. Her birimiz, bir sonraki adam için fedakarlık yapmaya hazırız. Çünkü hepimiz biliyoruz ki sonunda kazanacak olan, 'biz' olacağız."
Taraftar Desteği: 'Onlar Bizim 6. Adamımız'
Konu Türk taraftarına gelince, Larkin'in yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi. "Vay canına, onlar hakkında ne söylenebilir ki? İnanılmazlar. Sadece İstanbul'da değil, deplasmanlarda bile bizi desteklemek için geliyorlar. Onların enerjisi, coşkusu bize ekstra güç veriyor. Adeta 6. adamımız onlar."
Ve ekliyor, sesi biraz daha alçalarak: "Onlar için de kazanmak istiyoruz. Bu madalyayı onlarla birlikte kutlamak... İşte o anı hayal ediyoruz."