Türk Telekom, Londra'da Fırtına Gibi Esti! Lions'u Devirerek Avrupa'ya Göz Kırptı
Türk Telekom Londra'da Fırtına Gibi Esti!

Londra'nın o meşhur sisli havasında Türk rüzgarı esmeye devam ediyor! Türk Telekom, FIBA Europe Cup'ta İngiltere'nin güçlü temsilcisi London Lions'ı 87-83 mağlup ederek adeta bir basketbol şöleni yaşattı. Heyecanın son ana kadar dorukta olduğu bu unutulmaz maç, Türk basketbolunun Avrupa'daki yükselişinin en güzel kanıtı oldu desem yanlış olmaz.

İlk periyotlar... Aslında hiç de kolay başlamadı maç. Lions, kendi sahasının avantajını kullanmak ister gibiydi ama Türk Telekom'un o inanılmaz savunma disiplini karşısında şaşkına döndüler. İlk çeyreği 25-20 önde kapattık - ki bu hiç de küçümsenecek bir fark değil, hele ki deplasmanda oynuyorsanız.

Grant'in Muhteşem Performansı

Jerian Grant deseniz, oyunun gizli kahramanıydı adeta. 20 sayı, 7 asist - bu istatistikler bile aslında hikayenin tamamını anlatmıyor. Oyun kurucumuz, sanki topa sihirli bir dokunuş katmıştı ki, her pası tam isabet, her şutu yürek hoplatan cinstendi. Dördüncü çeyrekte attığı o kritik üçlükler ise maçın kaderini değiştiren anlardan biri oldu.

Tyrone Wallace da hiç yabana atılır değildi hani. 17 sayıyla takımına destek verdi, zor anlarda skor üretmesini bildi. Takım arkadaşlarına attığı 4 asist ise oyun zekasının göstergesiydi.

Son Periyotta Yaşananlar

Maçın en çetrefilli anları son periyotta yaşandı - ki zaten basketbolun en güzel yanlarından biri de bu değil mi? Lions, son çeyrekte inanılmaz bir geri dönüş denemesi yaptı. Ama Türk Telekom, soğukkanlılığını asla kaybetmedi. Son iki dakikada oynadığı savunma... İşte o görülmeye değerdi doğrusu.

Takımın genç oyuncularından biri bana şunu demişti geçenlerde: "Avrupa maçlarında psikoloji her şeyden önemli." Bu maçta da tam olarak bunu gördük. Zor anlarda birbirine kenetlenen, pes etmeyen bir ekip vardı karşımızda.

Peki ya Samet Geyik? 12 sayı ve 5 ribaund - belki istatistiklerde en ön planda görünmüyor ama onun oyun içindeki katkısı sayılarla ölçülemez cinstendi. Savunmadaki yerleşmesi, hücumdaki akıllı hareketleri... Bunlar maçın kazanılmasında kritik rol oynadı.

London Lions tarafında ise Matthew Morgan'ın 22 sayılık performansı takdir edilesiydi gerçekten. Ama basketbol bir kişilik oyun değil sonuçta - takım oyunu galip geldi bu gece.

Bu zaferle birlikte Türk Telekom, Avrupa kupalarındaki gücünü bir kez daha gösterdi. Şimdi sıradaki hedef daha büyük - eminim takım odasında şimdiden gelecek maçlar konuşuluyordur. Bu tempoyla giderlerse, Avrupa basketbolunda çok daha güzel başarılar bizi bekliyor gibi görünüyor.

Son sözüm şu: Türk basketbolu, Avrupa'nın en zorlu sahalarından birinde "biz buradayız" dedi. Ve bunu da tüm dünyaya göstermiş oldu.