
Vallahi, transfer dönemlerinin o bitmek bilmeyen dedikodu çarkı bazen insanı çıldırtabiliyor. Ama Beşiktaş’ın yeni yıldızı Cengiz Ünder, işte tam da bu gürültüye kulaklarını tıkadığını açıkça ilan etti. İnanılmaz bir özgüvenle.
Kulübe imzayı attığı o ilk anlardan itibaren –ki görüntüleri hepimiz defalarca izledik– sadece bir işe odaklandı: Sahada konuşmak. “Ben buradayım, işimi yapacağım, gerisi laf-ı güzaf” der gibi bakıyor gözleri. Hiç oralı değil, dedikodulara fırsat vermeyecek.
Sessizlik Stratejisi: Kuliste Konuşmak Yok!
Belki de en çok takdir edilesi yanı bu. Modern futbolun içi boşaltılmış söylemlerinden, sosyal medya hesaplarından sızan yarı doğru bilgilerden tamamen uzak. Onun için önemli olan tek bir şey var: Teknik direktörünün ve takım arkadaşlarının ona güvenmesi. Gerisi? Boş laf.
“Biz içeride ne konuşuyorsak, orada kalır,” demiş. Ne muhteşem bir tavır! Artık kimse, ‘Acaba şu oyuncu şunu dedi, bu teknik adam bunu istedi’ diye gereksiz spekülasyonlar yapamayacak. Takım, kendi içinde bir kale gibi sağlam duruyor. Taraftar olarak bundan daha güzel ne olabilir?
Taraftara Mektup Gibi Mesaj
Cengiz, siyah-beyazlı camiaya da seslendi tabii. Soğuk, klişe bir ‘merhaba’ değil de, yürekten gelen sıcak bir selam gibiydi sözleri. “Sahip çıkılmak, desteklenmek her oyuncunun en büyük hayalidir,” derken, aslında taraftara bir davettiye çıkarıyor. “Gelin, birlikte yürüyelim” diyor adeta.
Beşiktaş’ın taraftarı zaten dünyanın en coşkulularından biridir. Böyle bir oyuncu, böyle bir tavırla gelince, inanılmaz bir sinerji doğacak. İstanbul’un o mistik havasında, Vodafone Park’ta neler yaşanacak neler! Heyecanla bekliyoruz.
Kısacası, Cengiz Ünder transferi sadece bir futbolcu alımı değil; bir duruş, bir mesaj. Beşiktaş, sadece sahada değil, transfer politikasıyla da ‘biz farklıyız’ diye haykırıyor. Ve Cengiz, bu duruşun tam kalbinde yer alıyor. Dedikodular kapalı, futbol açık!