Görev süresinin sonuna yaklaşırken, Ali Koç'tan Fenerbahçe camiasına adeta bir yürek dokunuşu geldi. Kongre üyelerine hitaben kaleme aldığı o veda mektubu, sosyal medyada hızla yayıldı ve taraftarları derinden etkiledi.
"Sevgili Kongre Üyelerim," diye başlıyordu mektup, samimiyeti her satırında hissedilen. Koç, tam da şu sıralar -yani Eylül'ün 23'ünde- paylaştığı bu mesajda, kulüple geçirdiği yılları adeta bir film şeridi gibi gözler önüne seriyordu. Kimi zaman zorlu, kimi zaman gurur verici o anları anarken, sesi titriyor gibiydi satır aralarında.
Fenerbahçe Aşkı Tüm Satırlarda Hissediliyor
Öyle ya, bu kulüp sadece bir spor kulübü değil onun için. Bir yaşam biçimi, bir aşk, hatta bir aile. Mektubunda bu duyguları şöyle ifade ediyordu: "Fenerbahçe, bizim için bir tutkudan öte... Onunla nefes alıp veriyoruz, onunla gururlanıyor, onunla üzülüyoruz."
Kongre üyelerine teşekkür ederkenki içtenliği ise gerçekten dikkat çekiciydi. Onları "kulübün temel taşları" olarak nitelendiriyor, verdiği destek için minnet duyduğunu belirtiyordu. Zor kararlar alınırken yanında oldukları için ayrıca teşekkür etmeyi de ihmal etmiyordu.
Geleceğe İlişkin Umut Dolu Sözler
Peki ya gelecek? Koç, Fenerbahçe'nin önündeki yolda her zaman kulübün yanında olacağını vurgularken, inancını da gizlemiyordu. "Bu güzel camianın her zaman bir neferi olacağım" diyordu, gözleri dolarak.
Mektubun en çarpıcı yanlarından biri de -belki de farkında olmadan- aktardığı kişisel dokunuşlardı. Anılar, paylaşılan anlar, birlikte atılan kahkahalar ve gözyaşları... Tüm bunlar, mektuba insani bir sıcaklık katıyordu.
Sonuç olarak, Ali Koç'un bu veda mesajı sadece bir görevlinin rutin açıklaması değildi. Bir Fenerbahçe sevdalısının yüreğinden kopup gelen, samimi ve duygusal bir itiraftı adeta. Ve camia, bu sözlerin altında nasıl imzasını attıysa, yüreğine de öyle işledi.
