Sarı-Lacivertli ekip, dün gece UEFA Avrupa Ligi'nde kıran kırana bir mücadeleye imza attı. Şüphesiz, taraftarın nabzı 90 dakika boyunca hiç normal atmadı. Benfica gibi köklü bir Avrupa devini ağırlamak kolay iş değil sonuçta.
Maçın gidişatına baktığımızda – ki bu benim kişisel gözlemim – Fenerbahçe'nin özellikle ilk yarıda oyun kurulumunda bocaladığını söylemeliyim. Orta sahada yaşanan baskı, topu ileriye taşımakta ciddi sıkıntılar yarattı. Ama ikinci yarı? Tam bir dönüşüm hikayesi.
İşte o zaman oyun değişti. Takım, sanki uykudan uyanmışçasına, daha agresif ve daha istekli bir portre çizdi. Forvetteki hareketlilik, kanatlardaki cesur bindirmeler... Benfica defansını ciddi anlamda zorladılar. Kaçan golden bahsetmiyorum bile – o pozisyonda top ağlarla buluşsaydı, şu an çok daha farklı bir havadan bahsediyor olurduk.
Savunma Ayakta Alkışlanır
Savunma hattı, özellikle de stoper ikilisi, neredeyse kusursuz denebilecek bir performans sergiledi. Benfica'lı yıldız forvetin etkisiz kalması tesadüf değil. Müdahaleler, pozisyon almalar, topu oyun dışına çıkarmalar... Hepsi birer ders niteliğindeydi. Kaleci ise – adeta bir panter çevikliğiyle – kritik müdahaleleriyle takımı ayakta tutan isimdi.
Peki ya orta saha? Biraz daha inişli çıkışlıydı. Top kapmalar iyiydi ama hücum organizasyonundaki dağınıklık gözden kaçmadı. Son paslardaki isabetsizlik, bitiricilikteki kararsızlık... Bunlar, rövanş maçı öncesinde mutlaka masaya yatırılması gereken konular.
Spor Yazarları Ne Dedi?
Medyada yer alan yorumlara göz attığımızda, genel kanı şu: Fenerbahçe, beraberlikle yetinmek zorunda kalsa da, avantajlı taraf olarak Portekiz'e gidiyor. Evinde gol yememiş olması, rövanşta tek bir golün bile nasıl bir silaha dönüşebileceğini gösteriyor. Bir yorumcunun dediği gibi, "Bu sonuç, bir vize niteliğinde. Şimdi sıra, Lizbon'da o vizeyi kullanmakta."
Diğer taraftan, bazı eleştiriler de yok değil. Özellikle oyunun ilk 45 dakikasındaki çekingenlik ve ofansifte yaratılan fırsatların değerlendirilememesi, eleştiri oklarının hedefi oldu. Yine de, genel olarak umut var. Avrupa sahnesinde böyle bir direnç göstermek, takımın karakteri hakkında da olumlu sinyaller veriyor.
Sonuç olarak, Fenerbahçe taraftarı bu maçtan karışık duygularla ayrılmış olsa da, Lizbon'daki rövanş maçı için beklenti oldukça yüksek. Her şey, 90 dakikaya daha sıkı konsantre olabilmekte gizli. Avrupa fatihi olmak isteyen bir ekip için bu, altın bir fırsat.
