İnanılır gibi değil ama gerçek: Fenerbahçe, sahada topu çokça görüyor, oyunu kuruyor, hücum ediyor ama gol gelmiyor. Tıpkı bir arabanın benzini olmasına rağmen çalışmaması gibi bir şey bu.
Maçın ilk yarısında -dürüst olmak gerekirse- Fenerbahçe'nin oyunu izlemekten keyif aldığımı söyleyebilirim. Top onlardaydı, pas trafiği iyiydi, rakibi adeta kendi yarı sahasına hapsetmişlerdi. Ama gol? Yok öyle bir şey! Sanki kale direkleri büyümüş, fileler daralmış gibiydi.
İkinci Yarıda Değişen Bir Şey Yok
Dinamit gibi başladılar ikinci yarıya. İlk 10 dakika fırtına gibi estiler. Kaleci önünde oynadılar, vurdular, şut çektiler. Ama top ya auta gitti ya da kaleciye. Bazen futbol böyle işte - her şeyi doğru yaparsın ama son dokunuş bir türlü gelmez.
Şu gol meselesi gerçekten kafa yorucu. Takım sahada, oynuyor, mücadele ediyor ama sonuç alamıyor. Taraftar tribünlerde 'gol' diye haykırıyor, oyuncular her fırsatta kaleye yükleniyor ama nafile.
İstatistikler Ne Diyor?
Rakamlara bakınca durum daha da ilginçleşiyor:
- Top hakimiyeti: %68 Fenerbahçe lehine
- Toplam şut: 18
- Kaleci önünde geçen süre: 35 dakika
- Gol: 0
Bu istatistikler aslında her şeyi anlatıyor. Sahada hakim bir Fenerbahçe var ama bu hakimiyet skora yansımıyor. Ofansif oyuncuların form durumu, son vuruşlardaki isabetsizlikler - tüm bu faktörler birleşince böyle bir tablo ortaya çıkıyor.
Maçın son dakikalarında -itiraf etmeliyim- bir gol bekledim. Belki bir frikik, belki bir köşe vuruşundan kafa vuruşu... Ama olmadı. Bitmiş whistle'ı çaldığında Fenerbahçeli oyuncuların yüzündeki hayal kırıklığı görülmeye değerdi.
Bu maç aslında futbolun ne kadar acımasız olabildiğinin bir göstergesiydi. Sahada daha iyi olabilirsin, daha çok topa sahip olabilirsin, daha çok şut çekebilirsin ama skor her zaman hak ettiğini yansıtmaz. Bugün de öyle oldu.
Fenerbahçe taraftarı için hayal kırıklığı yaratan bu sonuç, takımın ofansif problemlerini bir kez daha gözler önüne serdi. Umalım ki bu durum geçici olsun ve sarı-lacivertliler önümüzdeki haftalarda bu sorunu çözsün.