İnanılmazdı, gerçekten. Gözlerime inanamadım desem yeridir. Fenerbahçe'nin tesislerine doğru ilerleyen otobüsü görür görmez, ortalık bir anda elektriklendi. Sanki bütün Kadıköy oradaydı, herkes aynı heyecanı paylaşıyordu.
Şenlik havası mı dersiniz, bayram yeri mi bilemedim. Taraftarların yüzlerindeki o saf mutluluk, takımlarını bir kez daha görebilmenin verdiği tarifsiz heyecan... İşte futbol budur! Para pul, transfer dedikoduları değil.
Coşku Sınır Tanımadı
Marşlar, sloganlar, tezahüratlar... Bir ara öyle bir an oldu ki, kulaklarımda çınlamaya başladı. Genç yaşlı, kadın erkek demeden herkes aynı ruhla bağırıyordu takımına. Galiba en çok da çocukların yüzündeki o heyecan dolu gülümsemeler etkiledi beni.
Fenerbahçe'nin oyuncuları da bu coşku karşısında adeta büyülendiler. Camlara vuran elleri, gülümseyen yüzleri... Bu tür anlar, bir futbolcunun neden bu mesleği seçtiğini hatırlatıyor bence.
Unutulmaz Anlar
- Taraftarların Fenerbahçe marşlarını hep bir ağızdan söyleyişi
- Genç bir taraftarın elindeki pankartta "Sizi çok özledik" yazısı
- Oyuncuların otobüsten iniş anında yaşanan o mutluluk patlaması
- Herkesin telefonuyla bu anları ölümsüzleştirme çabası
Aslında düşünüyorum da, bu sadece bir karşılama değildi. Bu, taraftarla takım arasındaki o görünmez bağın en somut halidir. Ve Fenerbahçe'de bu bağ, diğer takımlara kıyasla çok daha güçlü sanki.
Sonuçta -haksız mıyım?- bu coşku, bu sevgi, bu bağlılık kolay kolay görülebilecek şeyler değil. Öyle her takımın taraftarında bulamazsınız bu samimiyeti.
Günün sonunda, o otobüs uzaklaşıp tesislerin kapısından içeri girince bile, taraftarların coşkusu dinmemişti. Belki de onlar için en büyük mutluluk, takımlarının yanında olduklarını bir kez daha gösterebilmekti.
Bu görüntüler, önümüzdeki sezon için de umut vericiydi doğrusu. Taraftar bu kadar arkasındayken, Fenerbahçe'nin başarılı olmaması için hiçbir neden yok!