
Görkem Göçükbaşı, Fenerbahçe camiasının tanıdığı bir isim. Divan Kurulu'ndaki rolüyle dikkat çeken Göçükbaşı, kulübün geleceği hakkında önemli mesajlar verdi. Adeta bir çınar gibi kök salmış bu büyük camianın bir parçası olmaktan gurur duyduğunu belirtti.
"Fenerbahçe" denince akla gelen nedir? Sadece 90 dakikalık bir oyun mu? Hayır, kesinlikle hayır. Göçükbaşı'na göre burası bir yaşam tarzı, bir aile, hatta bir tutku. Onun ifadeleriyle, "Sarı Lacivert, hepimizi bir arada tutan en kuvvetli bağ."
Bir Kulüpten Ötesi
Göçükbaşı'nın üzerine basa basa vurguladığı şey — ki bence son derece haklı — Fenerbahçe'nin sıradan bir spor kulübü olmadığı. Türkiye'nin dört bir yanındaki milyonlarca taraftar için bir nevi ortak dil, bir buluşma noktası. Kulüp binasının önünden geçerken hissedilen o elektriği tarif etmek kelimelerle mümkün değil.
Belki de en çarpıcı olanı, farklı görüşlere, farklı hayatlara sahip insanların 90 dakika boyunca aynı duyguda buluşabilmesi. İşte tam da bu yüzden Göçükbaşı, "Fenerbahçe hepimizin ortak paydasıdır" diyor. Ve kim tartışabilir ki bunu?
Gelecek Vizyonu
Peki ya sonra? Göçükbaşı, kulübün ileriye dönük projelerinden ve taraftarla daha güçlü bağlar kurmaktan bahsetmeyi de ihmal etmedi. Taraftarın sesine kulak vermenin, onları sürecin içine katmanın ne denli mühim olduğunun altını çizdi. Sonuçta, tribünler olmadan futbol ne kadar futbol ki?
Kısacası, bu açıklamalar sadece bir divan üyesinin görüşleri değil, adeta tüm sarı lacivertli camianın yüreğine dokunan sözlerdi. Fenerbahçe, her daim olduğu gibi, sadece bir kulüp olmanın ötesinde bir olgu olarak kalmaya devam edecek.