Gece geç saatlere kadar ekran başında kalıp da Milyoner'i izleyenler bilir - o an geldiğinde insanın kalbi yerinden fırlayacak gibi olur. İşte öyle bir andı. Yarışmacı, tam 1 milyon Türk Lirası'nın söz konusu olduğu son soruya gelmişti ki, sorunun Fenerbahçe'yle ilgili olduğunu görünce stüdyodaki hava bir anda değişti.
Sunucu Kenan İmirzalıoğlu'nun ses tonundaki o ciddiyet, her şeyin ciddiyetini anlatmaya yetiyordu aslında. Soru şuydu: "Fenerbahçe Spor Kulübü'nün kurucu üyesi ve ilk başkanı kimdir?"
Türk Spor Tarihinin Tozlu Sayfalarına Yolculuk
1907 yılına gidelim mi bir an? İstanbul'da, Moda'da, gençlerin futbola duyduğu tutkuyla yanıp tutuştuğu günlere... Fenerbahçe'nin kuruluş hikayesi işte o günlere dayanıyor. Nur içinde yatsın, kulübümüzü kuranların her biri ayrı bir efsane aslında.
Peki ya o kritik sorunun cevabı? Nurizade Ziya Songülen. Evet, yanlış duymadınız. Fenerbahçe'nin ilk başkanı, aynı zamanda kurucu üyelerinden biri olan bu isim, sarı-lacivertli tarihin en önemli figürlerinden biri.
Milyoner'deki O Anlar
Yarışmacının yüz ifadesini görseniz... Bir yanda 1 milyon lira, diğer yanda Fenerbahçe tarihi. İnsan ister istemez düşünüyor - acaba bilebilecek mi? Cevabı bilmekle kalmamalı, emin de olmalıydı çünkü.
Kenan İmirzalıoğlu'nun o meşhur "Son kararınız mı?" sorusu her seferinde insanın tüylerini diken diken ediyor. Bu seferki soru özellikle önemliydi çünkü Türk spor tarihinin temellerine dokunuyordu.
Fenerbahçe'nin Unutulmaz İlkleri
Ziya Songülen sadece ilk başkan değildi - kulübün ilk formasını da o tasarlamıştı bildiğim kadarıyla. Sarı-lacivert renklerin hikayesi de ayrı güzel aslında. Fenerbahçe denince akla hep Galip Kulaksızoğlu, Ayetullah Bey ve tabii Necip Okaner geliyor ama Ziya Bey'in yeri bir başka.
Şöyle düşünün: 117 yıllık bir çınarın ilk filizi. İşte o filizi yeşerten isimlerden biriydi kendisi. Milyoner'de sorulan soru aslında sadece bir yarışma sorusu değil, bir tarih bilinci testiydi adeta.
Günümüzde maçlarda tribünlerde yaktığımız marşlar, attığımız sloganlar var ya - hepsinin temelinde o 1907 ruhu yatıyor. Ziya Songülen ve arkadaşları olmasa, belki de bugün bu tutkudan mahrum kalacaktık.
Milyoner'deki o anı düşününce insan, "Keşke herkes bu tarihi bilse" diyor. Çünkü Fenerbahçe sadece bir kulüp değil, bir miras. Ve bu mirasın bekçileri olarak bizler, köklerimizi asla unutmamalıyız.
