Tamam, hazır mısınız? Türk futbolunun nabzı önümüzdeki haftalarda hiç olmadığı kadar hızlı atacak. Adeta bir roller coaster'a biniyormuşçasına, tam 22 gün boyunca soluksuz bir futbol şöleni bizi bekliyor.
İnanması güç ama bu kısa sayılabilecek süre zarfında, sahada tam 6 dev maç oynanacak. İki farklı kulvarda – lig ve kupa – mücadele veren takımlarımız, hem fiziksel dayanıklılıklarını hem de mental güçlerini sonuna kadar zorlayacaklar. Kimileri için bu bir fırsat, kimileri içinse içinden çıkılması zor bir labirent olacak.
Fiziksel ve Taktiksel Dev Sınav
Antrenörler için durum daha da karmaşık. Oyuncu rotasyonu, sakatlık riskleri, motivasyon... Sanki bir satranç ustası gibi, hamleleri en ince ayrıntısına kadar hesaplamak zorundalar. Bir maçı kazanırken, diğerine fiziken bitik bir kadroyla çıkma lüksleri yok. Her bir dakika, her bir oyuncu değişikliği altın değerinde.
– Oyuncu kadrolarının derinliği şimdiye kadar hiç bu kadar önemli olmamıştı.
– Sakatlanmalardan kaçınmak neredeyse imkansız görünüyor.
– Taraftar desteği ise bu maratonda en büyük doping kaynağı olacak.
Sonuçların Psikolojik Etkisi
Peş peşe gelen maçların en büyük handikapı, bir sonucun diğerini doğrudan etkilemesi. Art arda alınan galibiyetler takımları bulutların üzerine çıkarırken, yenilgiler ise – özellikle de kritik olanları – moralman yerle bir edebilir. Taraftarların ruh hali de aynı hızla inişli çıkışlı bir grafik çizecek, emin olun.
Kısacası, önümüzdeki 22 gün, Türk futbolunun son yıllarda gördüğü en çetin, en yorucu ve bir o kadar da keyifli dönemlerden biri olmaya aday. Sahadaki her oyuncu, teknik ekip üyesi ve hatta tribündeki her taraftar, bu çılgın maratonun bir parçası olacak. Sonuçları ise hep birlikte göreceğiz.
