Madrid'de gece yarısına doğru, Santiago Bernabéu'da tuhaf bir sessizlik hakimdi. İspanya'nın başkentinde oynanan Real Madrid - Rayo Vallecano karşılaşması, ev sahibi takımın beklenmedik şekilde 1-0 geriye düşmesiyle adeta donmuş gibiydi. Tribünlerdeki hayal kırıklığı neredeyse elle tutulacak kadar yoğundu.
Ve sonra 72. dakikada oldu. Carlo Ancelotti'nin oyuna soktuğu o genç Türk, sahaya adım atar atmaz statta hissedilir bir elektrik dalgası dolaştı. Arda Güler, formasının üzerindeki armayı okşayarak girdiği yeşil sahada, takım arkadaşlarına moral ve enerji vermek için adeta kanatlandı.
Her Dokunuşunda Fark Yarattı
İnanılmaz bir şey oldu aslında. Sadece 18 dakika oynadı ama o kısa sürede topa yaptığı her dokunuşla oyunun temposunu değiştirmeyi başardı. Sanki sahaya iner inmez takımın kalbine yeniden hayat üfledi diyebilirim. Top sürüşü, pas seçenekleri ve oyun kurma yeteneğiyle -her ne kadar gol atamamış olsa da- takımının en etkili isimlerinden biri oldu.
Şöyle düşünün: Maçın tamamen Rayo Vallecano'nun kontrolünde geçtiği o kritik dakikalarda, Arda'nın sahaya girişiyle birlikte Real Madrid'de rüzgarların yönü değişti. Evet, belki skor değişmedi ama oyunun gidişatı tamamen farklı bir hal aldı.
Ancelotti'nin Yüzündeki Gülümseme
Teknik direktör Carlo Ancelotti'nin kenardaki ifadesi her şeyi anlatıyordu aslında. O genç oyuncunun sahaya çıkışıyla birlikte İtalyan hocanın yüzündeki endişeli ifade yerini hafif bir gülümsemeye bıraktı. Çünkü biliyordu ki, bu çocuk özel yeteneklerle dolu.
Maç sonunda konuşan futbol yorumcuları, Arda'nın performansını "sınırlı sürede maksimum etki" olarak nitelendirdiler. Haklılardı da. Oyunun en sıkışık anlarında bile soğukkanlılığını koruyabilmesi, topu rakip ayaklarından ustalıkla çalabilmesi ve takım arkadaşlarını doğru pozisyonlara yönlendirmesi gerçekten takdire şayandı.
Bu arada şunu da eklemeden geçemeyeceğim: Taraftarların Arda'ya gösterdiği sevgi inanılmazdı. Her top kapışında, her akıl dolu pasında tribünlerden yükselen tezahüratlar, bu genç yeteneğin Madrid'de ne kadar sevildiğinin en büyük göstergesiydi.
Gelecek İçin Umut Verici
Sonuç olarak, Real Madrid bu maçta puan kaybetti belki ama Arda Güler'in gösterdiği performansla aslında çok şey kazandı. Genç Türk yıldız, kendisine verilen her fırsatta neden bu kulübün formasını giymeye layık olduğunu bir kez daha ispatladı.
Bana sorarsanız -ki soruyorsunuz- Arda'nın bu maçtaki en büyük başarısı, takımının en kötü anında oyuna girip herkese "durun, daha bitmedi" mesajını verebilmesi oldu. Futbolcular böyle anlarda gerçek karakterlerini gösterirler zaten.
Gelecek maçlarda daha fazla süre alacağına eminim. Çünkü bu çocuk -affedersiniz- gerçekten işini biliyor.