Santiago Bernabéu'da nefeslerin tutulduğu bir akşam... İspanyol futbolunun devi Real Madrid, komşu Rayo Vallecano'yu ağırladı. Maçın gidişatı hiç de kolay değildi, ta ki genç yıldızımız Arda Güler sahneye çıkana kadar.
İkinci yarıya tam anlamıyla damgasını vuran bir isimdi Arda. 81. dakikada, adeta bir balerin zarafetiyle topu ağlarla buluşturdu. Kaleci Stole Dimitrievski'nin umutsuz bakışları arasında, top filelerle buluştu. O an, stat adeta ayakta!
Teknik Direktörün Gözdesi
Carlo Ancelotti'nin bu genç yeteneğe olan güveni her geçen gün katlanıyor. Geçen sezonki sakatlık kabusunun ardından, bu sezon adeta fırtına gibi esiyor. Zaten iki maç üst üste forma şansı bulması da bunun en büyük kanıtı değil mi?
Maçın genelinde -açıkçası- Madrid beklenen performansı sergileyemedi. Luka Modrić ve arkadaşları, Rayo'nun organize savunmasını bir türlü yaramadı. Ama sonuçta galibiyet galibiyettir, değil mi?
İstatistikler Ne Diyor?
- Toplam şut sayısında Madrid: 18
- İsabetli şut: Sadece 5'i hedefi buldu
- Posesyonda açık ara üstünlük: %68'e %32
- Köşe vuruşu avantajı: 9-2
Rakamlar dominant bir oyun olduğunu gösteriyor ama -gerçeği söylemek gerekirse- sonuç pek de öyle değildi. Rayo Vallecano, özellikle ilk yarıda tehlikeli kontrataklarla Madrid'i zorladı. Hatta 35. dakikada Radamel Falcao'nun kafa vuruşu, topun az farkla auta gitmesiyle sonuçlandı. Neredeyse 1-0 öne geçiyorlardı!
Ancelotti'nin ikinci yarıdaki oyuncu değişiklikleri maçın kaderini değiştirdi. Arda Güler ve Eduardo Camavinga'nın oyuna girmesiyle Madrid'in hücum hattı çok daha etkili oldu. Fransız orta saha, Arda'nın golünün asistini yaparak takımına kritik katkı sağladı.
Maçın bitiş düdüğüyle birlikte Madrid, ligdeki liderlik yarışında önemli bir galibiyet daha aldı. Taraftarlar tribünlerde genç yıldızlarının adını haykırmaya devam etti. Kim bilir, belki de yeni bir efsanenin doğuşuna tanıklık ediyoruz...
