Vay canına! Gerçekten inanılmaz bir dönüşüm hikayesi yaşanıyor İspanya'da. Arda Güler - evet, o genç Türk dahisi - nihayet beklenen anı yaşattı taraftarlara. Hem de nasıl!
Düşünsenize, aylardır sakatlıkla boğuşan bir genç, sahaya çıkıyor ve adeta doğduğu günden beri oradaymış gibi oynuyor. Ancelotti'nin o meşhur sabrı sonunda meyvesini verdi diyebiliriz. Zaten İtalyan hoca da basın toplantısında gözlerindeki gururu saklayamadı.
Sahadaki Orkestra Şefi
Maçın belki de en çarpıcı yanı şuydu: Ara sahada yalnızca top koşturmadı, adeta bir senfoni yönetti. Pasları, koşu yolları, top kontrolü... Her şeyiyle mükemmel denebilecek düzeydeydi. İspanyol spor gazeteleri ertesi gün 'Küçük Büyücü' manşetlerini atacaklardı - ki haksız da sayılmazlardı.
Oyun zekası gerçekten yaşının çok üstünde. Topu alıyor, bir saniye içinde tüm seçenekleri değerlendiriyor ve en doğru kararı veriyor. Bu yetenek doğuştan geliyor bence, öğretilebilecek bir şey değil.
Ancelotti'nin Göz Bebeği
Teknik direktör Carlo Ancelotti'nin Arda'ya olan güveni her geçen gün artıyor. Öyle ki, İtalyan hoca basın toplantılarında sürekli onun adını anmaktan çekinmiyor. "O özel bir yetenek" derken yüzündeki o hafif gülümseme her şeyi anlatıyor aslında.
Takım arkadaşları da Arda'nın bu uyum sürecine hayran kalmış durumda. Sahada onunla oynamaktan keyif aldıklarını gizlemiyorlar. Modrić gibi bir efsanenin yanında yetişmek de cabası tabii.
Sakatlık Kabusu Geride Kaldı
Şunu itiraf etmeliyim ki, o sakatlık döneminde hepimiz endişelenmiştik. Acaba toparlayabilecek miydi? Formunu bulabilecek miydi? Ama görünen o ki bu genç adam tüm korkularımızı boşa çıkardı. Hem de nasıl!
Fiziksel olarak eskisinden daha güçlü görünüyor. Belki de bu zorlu süreç onu daha da güçlendirdi. Bazen en büyük dersler en zor zamanlardan çıkıyor çünkü.
Son maçtaki performansı gerçekten nefes kesiciydi. Sanki sahada dans ediyordu adeta. Rakip defans oyuncuları onu durdurmakta aciz kaldılar. Her topa dokunuşunda stadı ayağa kaldırdı.
Gelecek Parlak Görünüyor
Peki bundan sonra ne olacak? Bana sorarsanız, bu sadece bir başlangıç. Arda Güler'in potansiyeli inanılmaz boyutlara ulaşabilir. Yeter ki sağlığı yerinde olsun ve bu tempoyu koruyabilsin.
Real Madrid taraftarları zaten onu bağırlarına bastı bile. Santiago Bernabéu'da ismini haykırışlarını duymak gerçekten gurur verici. Türk futbolu adına da muhteşem bir ambassadör aslında.
Kulübeden çıkıp maestroluğa uzanan bu yolculuk daha yeni başlıyor gibi görünüyor. Ve ben şahsen, bu genç adamın daha neler yapabileceğini görmek için sabırsızlanıyorum. Sizce de öyle değil mi?