
Akıllara kazınan bir geceydi Kayseri'de. Rakip Adana Demirspor'du ve sahada olan biten, standart bir lig maçından çok daha fazlasıydı. Sota Arveladze – evet, o Gürcü teknik adam – adeta bir orkestra şefi gibiydi tribünlerde. Ve son düdük çaldığında, gözlerindeki o nemi gizlemeye çalışması... İşte o an, her şeyi anlatıyordu aslında.
Maç? 3-1'lik bir Kayserispor üstünlüğüyle bitti. Ama skor, hikayenin sadece küçük bir parçasıydı. Sahada yaratılan baskı, atılan goller ve özellikle de oyunun ritmine yapılan müdahaleler, Arveladze'nin imzasını taşıyordu adeta. "Çok önemli bir galibiyetti" demesi boşuna değildi yani.
İlk Yarıda Patlayan Bomba: Mavi Beyazlı Fırtına
Daha ilk dakikalardan itibaren Kayserispor, sahayı bir fırtına gibi sardı. Adana Demirspor savunması, atılan köşe vuruşları ve derin toplar karşısında bocaladı durdu. 26. dakikada Gökhan Sazdağı'nın attığı gol, adeta bu baskının bir ödülü oldu. Tribünler yerinden oynadı!
Ve sonra... 41. dakika. Anthony Uzodimma'nın o muhteşem golü. Topu ağlarla buluşturduğu an, zaman sanki durdu. İlk yarı 2-0 kapandı ve Kayserispor, soyunma odasına dev bir moral ile girdi.
İkinci Yarı ve Adana'nın Direnişi
İkinci periyot, beklenildiği gibi Adana Demirspor'un toparlanma çabalarıyla başladı. 52. dakikada Yusuf Sari'nin penaltı golü, maça heyecan katmayı başardı. Acaba? Kayserispor dağılır mı? Hayır. Dağılmadı.
Tam aksine, toparlandı. 71. dakikada Carlos Mané'nin attığı gol, hem fileleri havalandırdı hem de Adana'nın umutlarını tamamen söndürdü. 3-1. Ve oyunun kalanı, Kayserispor'un kontrolünde geçti. Sota Arveladze'nin deyimiyle, "oyuncular inanılmaz bir iş çıkardı".
Sonuç olarak, Kayserispor için bu galibiyet sadece üç puan değil; aynı zamanda bir moral, bir kimlik ve bir gelecek vaadi demekti. Sota Arveladze, gözyaşlarına boğulmamak için direnirken, aslında tüm taraftarların kalbinde taht kurdu. Bu geceyi kimse kolay kolay unutamayacak.