İstanbul'un göbeğinde, tam da sporun en saf haline tanıklık ettiğimiz bir akşamüstü... Medipol Başakşehir, sıradan bir maçın çok ötesine geçen bir tabloya imza attı. Sanki yeşil sahaların aslında ne için var olduğunu hatırlatan o eski, unutulmuş değerleri diriltircesine.
O anları yaşayanlar bilir - belki de seyirci değil, birer tanıktık o gece. Kulüp yönetimi, teknik ekip ve oyuncular... Hepsi tek yürek olmuştu. Gazze'de yaşanan insanlık dramı karşısında 'biz de varız' demenin en anlamlı yolunu bulmuşlardı.
Sahadaki Duruş Her Şeyi Anlatıyordu
Maç öncesi hazırlıklar derken, bir de baktık ki saha kenarında farklı bir hareketlilik. Oyuncular formalarının üzerine Filistin bayrağı renklerinde bileklikler takmış, sahaya öyle çıkmışlardı. Küçük görünebilir belki ama aslında koskoca bir çığlıktı bu. Sporun evrensel dilini kullanarak dünyaya haykırılan...
Ve taraftarlar! Onlar da boş durur mu? Tribünlerde açılan Filistin bayrakları, atılan sloganlar... İnsanın içini acıtan ama bir o kadar da gururlandıran bir manzaraydı. Sporun sadece kazanmak veya kaybetmek olmadığını, bazen çok daha derin anlamlar taşıyabileceğini gösterdiler hep birlikte.
Yönetimden Anlamlı Açıklama
Kulüp yetkilileri, yaptıkları açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Bizler sadece futbol oynayan veya izleyen insanlar değiliz. İnsanız öncelikle. Komşumuzun acısı bizim acımızdır. Bu düşünceyle, sporun birleştirici gücünü kullanarak Filistinli kardeşlerimize olan desteğimizi göstermek istedik."
Aslında düşününce... Spor denen olgu ne garip değil mi? Bazen bir maçta birbirine giren taraftarları görüyoruz, böyle anlarda ise insanlığın ortak değerleri etrafında kenetlenenleri. İşte Başakşehir bu ikincisini seçti. Ve bence doğru olanı yaptı.
Sonuçta ne demişler? 'Takımlar gelir geçer, insanlık kalır.' Bu gece Başakşehir sadece bir futbol maçı oynamadı - insan olmanın ne demek olduğunu hepimize bir kez daha hatırlattı.
