Vallahi şu son haftalarda Başakşehir'in yaşadığı sıkıntıları izlemek, insanın içini acıtıyor doğrusu. Tam 'eski günlerine dönüyor' dediğimiz anda, birden formdan düşüverdi takım. Adeta bir kumarda el değiştiren kumarhane misali, şans yüzüne gülmüyor bir türlü.
Geçen hafta oynanan Kayserispor maçı... Of, onu konuşmak bile istemiyorum. Sahada 90 dakika boyunca mücadele ettiler ama sonunda 1-0'lık skorla boynu bükük döndüler evlerine. O maçtan sonra Çağdaş Atan'ın yüzündeki ifade, her şeyi anlatıyordu aslında. Adamcağız ne yapsın, takım bir türlü istediği futbolu oynatamıyor.
Puan Durumunda Kritik Eşik
Ligde 39 puanla 9. sırada takılıp kalan Başakşehir için durum gerçekten vahim. Üst sıralara tırmanmak bir yana, orta sıralarda bile tutunmakta zorlanıyorlar. Her kaybedilen puan, onları bir adım daha zora sokuyor. Bu sezon için koydukları hedefler giderek uzaklaşıyor - ki bence artık tek hedef ligde kalmak olmalı.
Gençlerbirliği maçı işte tam da bu yüzden çok önemli. Ankara ekibi de zor durumda ama kimse aldanmasın, onların da kaybedecek hiçbir şeyi yok. 'Aç köpek fırın duvarını deler' misali, umutsuz takımların en tehlikelisi olduğunu hepimiz biliyoruz.
Atan'ın Strateji Değişikliği Şart!
Çağdaş Hoca'nın artık bazı radikal kararlar alması gerekiyor. Mevcut sistem işe yaramıyorsa - ki yaramıyor - neden değiştirmiyor? Oyuncuların form durumu, taktik disiplin, hücum organizasyonu... Hepsi elden geçirilmeli. Belki de genç oyunculara daha fazla şans vermenin zamanı gelmiştir.
Takımın tecrübeli isimlerinden beklenen katkı gelmeyince, belki de taze kanlara yönelmek en doğrusu olacak. Futbol böyle bir şey sonuçta - bazen en umulmadık isimler, en kritik anlarda takımı sırtlayıverir.
Pazar günü Başakşehir Fatih Terim Stadyumu'nda oynanacak bu maç, sadece 3 puan mücadelesi değil. Aynı zamanda takımın karakterinin, mücadele ruhunun ve sezon sonu hedeflerinin de bir göstergesi olacak. Taraftarların desteği her zamankinden daha önemli - çünkü zor günlerde gerçek taraftar belli olur.
Son sözüm şu: Başakşehir bu maçı almak zorunda. Yoksa geriye dönüp baktığımızda, 'keşke'lerle dolu bir sezon hikayesi yazacağız. Ve kimse böyle bir hikaye okumak istemez, değil mi?
