Allianz Arena'da nefesler tutulmuştu. İki Alman devi, taraftarların kalplerini ağızlarına getiren bir mücadeleye imza attı. Bayern Münih, adeta küllerinden doğarak Borussia Dortmund'u 2-1 mağlup etti ve Bundesliga'nın tacını 12. kez başına taktı.
Maçın ilk yarısı... Kim bilir kaç kişi için hayal kırıklığıydı. Dortmund, 24. dakikada açtığı skorla rüyalar görmeye başlamıştı bile. Julian Brandt'ın müthiş pasında buluşan Niclas Füllkrug, fileleri havalandırdı. Sanki her şey sarı-siyahlı takımın lehine gidiyordu.
İkinci Yarıda Her Şey Değişti
İkinci periyot bambaşka bir hikayeydi. Bayern, sahaya adeta fırtına gibi döndü. 71. dakikaya gelindiğinde, Thomas Tuchel'in oyuna soktuğu Mathys Tel, her şeyi değiştirecek golden sorumlu isim oldu. Genç yıldız, mükemmel bir vuruşla takımını atağa kaldırdı.
Ve sonra... 90+2. Stadyumda zaman donmuş gibiydi. Jamal Musiala, sanki bütün sezonu özetleyen bir gol attı. Alman futbolunun gelecek vaadeden yıldızı, takımını zirveye taşıyan isim oldu. O an, taraftarlar için her şeyden öte bir anlam taşıyordu.
Tuchel'in Veda Hediyesi
Thomas Tuchel için de özel bir geceydi. Sezon sonunda takımdan ayrılacağı açıklanan teknik adam, kupayı alarak güzel bir veda etti. "Takımım inanılmaz bir karakter gösterdi" dedi Tuchel, maç sonunda. "Asla pes etmediler. Bu şampiyonluk, tüm sezon boyunca verdiğimiz mücadelenin karşılığı."
Harry Kane ise ilk sezonunda kariyerindeki ilk lig şampiyonluğuna ulaşamadı. İngiliz yıldız, bireysel olarak muhteşem bir performans sergilemiş olsa da, takım olarak hedefe ulaşmanın mutluluğunu yaşadı.
Dortmund tarafında ise hüzün hakimdi. Edin Terzic'in öğrencileri, neredeyse kupayı alacaklardı. Ama futbol böyle bir şey işte - bazen en kritik anlarda her şey tersine dönebiliyor.
Bu şampiyonluk, Bayern için sadece bir kupa değildi. Tüm sezon boyunca yaşanan zorluklara, eleştirilere ve zorlu rakiplere karşı kazanılmış bir zaferdi. Bundesliga tarihinin en çekişmeli sezonlarından birinde, son saniyelere kadar heyecanı dorukta yaşatan bir final oldu.
